Kadın çok korkuyordu, şimdi kapıyı açmıyor ama arabası Garajda duruyor. | Open Subtitles | . . والآن هي لا تفتح الباب، لكن سيارتها في المرآب |
Garajda üzerinde çalıştığım makine Einstein Köprüsü'nün yeniden yapılmış hali. | Open Subtitles | والدي رأيته لأن في المرآب هو إعادة لصياعة .جسر آينشتاين |
Az önce hepsini Garajda eski siyah beyaz televizyonu çatlamış ekranından izlerken yakaladım. | Open Subtitles | ضبطهم للتو متجمعون في المرآب, حول التلفاز القديم بالأبيض والأسود ذو الشاشة المخدوشة |
Ya odana geri taşınırsın, ya da hepimiz garaja taşınırız. | Open Subtitles | إن لم تعودي إلى الداخل ستقضين الليل تتمشين في المرآب |
Ama Garajdaki buzdolabında biraz vardı. | Open Subtitles | ولكن اليوم أنا رأيت بعضا في الثلاجة .في المرآب |
Onu geçen yıl Noel partisine getirmiştim ama bütün gece otoparkta kusup durdu. | Open Subtitles | جلبته إلى حفلة عيد الميلاد العام الماضي، لكنه قضى الليلة في المرآب يتقيأ. |
Eğer garajında buzdolabı olan tipte biriyseniz her an bir partinin olmasını beklersiniz ve hazır olmanız gerekir. | TED | إذا كنت من النوع الذي يملك ثلاجة جعة في المرآب, أنت تتوقع حدوث حفلة في أي لحظة, وعليك أن تكون جاهزا لذلك. |
Soğuk hava deposu tamamen doldu. Gerisini Garajda buzlarla bıraktık. | Open Subtitles | الزّي محشوٌّ بكاملهِ بالتّأكيد علينا أن نرمي البقيّة في المرآب |
Garajda sanki orada kalmak istedin gibi bir hava sezdim sanki. | Open Subtitles | ظننت أنني التقطت فيبي في المرآب وأنه ربما تودين البقاء هناك |
Lütfen Dan'e söylemeyin. Arabayı çok sever. Garajda bile örter. | Open Subtitles | أرجوكما لا تخبرا دان، يحب سيارته يبقيها مغطاة في المرآب |
Üç gün nezleydim, Garajda yatmak zorunda kaldım. | Open Subtitles | لقد كان البرد لمدة ثلاثة أيام، أنا فلدي النوم في المرآب. ومن لمصلحتك، شركة. |
En iyi mobilyalarım Garajda duracak. | Open Subtitles | مدبوغة يدوياً أفضل قطعة أثاث أملكها ستكون في المرآب |
Bilmem, Garajda uyuyarak sırayla nöbet tutabiliriz sanırım. | Open Subtitles | لا أعرف، أعتقد أن علينا أن نتناوب بالنوم في المرآب |
Onu uzaklaştırman gerek. Arka tarafa getir. Bir garaja sok. | Open Subtitles | عليك أن تخرجه أحضره من الخلف و ضعه في المرآب |
Koşu bandını ve mısır patlatma makinesini satarsak kamyonetini garaja sığdırabiliriz. | Open Subtitles | إن بعنا النورديكتراك وآلة الفيشار القديمه سنستطيع وضع سيارتك في المرآب |
-Peki, Garajdaki sızıntılı soğutucu. | Open Subtitles | حسنا، حسنا. برودة تتسرب منها المياه في المرآب. |
Ben gömmedim. - Uyku ilacı almıştı. Ya da Garajdaki arabada. | Open Subtitles | أعتقد انها كانت تتعاطى حبوب النوم أو ذلك الشئ في السيارة في المرآب, نسيت |
otoparkta bir çok fuhuş olayına.., ...rastlandığı haberini aldık. | Open Subtitles | وردتنا معلومات أن الكثير من العاهرات كنّ يمارسن الخدع في المرآب. |
Palmiye ağaçlarının önünden geçip, garajında büyük gümüş havan topu saklı bir köşkün önünde durdular. | TED | قاده عبر أشجار النخيل وأوصله إلى منزل قديم بقاذف صواريخ فضي عملاق مخبأ في المرآب |
Evet, annem kemoterapiden döndüğünde bir türlü bunu kabullenemedi garajdan hiç çıkmadı... | Open Subtitles | أجل ، ولكن عندما عادت من العلاج الكيماوي لم يستطع فعل شيء سوا الجلوس في المرآب |
Bir şeye ihtiyacın olursa, ben Garajdayım, tamam mı? | Open Subtitles | سأكون في المرآب لو احتجتِ لأيّ شيء، اتفقنا ؟ أبي ؟ |
Selam, adamım 14. caddedeki Garajın içine park et, saçma sapan bir yere değil. | Open Subtitles | مرحباً يا رجل قم بركنها في المرآب في شارع 14 وليس في الشارع القذر الآخر |
Eğer toplantı sonrası onu otoparka kadar izlediyse acısını yüzünden anlayabilirdi. | Open Subtitles | حسنا ان كان يتعقبها في المرآب بعد الاجتماع كان سيتمكن من قراءة الألم على وجهها بوضوح |
garajımda tam 6 tane kar lastiği var ama ben karda araba kullanmıyorum bile. | Open Subtitles | لدي ست مجموعات من الإطارات المخصصة للثلج مكومة في المرآب وأنا حتى لا أقود في الثليج |
garajdaydım. | Open Subtitles | لقد كنت في المرآب |