Babanda müşterilere cehenneme kadar yolu olduklarını söyledi, ve Restorandaki ıstakozları serbest bıraktı. | Open Subtitles | حسناً , والدك اخبر العملاء ان يذهبوا للجحيم واطلق سرطان البحر في المطعم |
gittiğimiz Restorandaki servis kadar kötü sayılmazdı aynı şeylerden nefret etmemiz sence de hoş değil mi? | Open Subtitles | ليس بسوء الخدمة في المطعم الدوّار أليس جميلاً أننا نكره نفس الأشياء؟ |
Neyse, Lokantada meydana gelen olay için özür dilemek istedim. | Open Subtitles | بأيه حال, أردت أن أعتذر على تحدثي معكِ في المطعم |
Şimdi o Lokantada neden arkadaşlarından ve ailenden uzak şekilde tıkılıp kaldığını anlıyorum. | Open Subtitles | أنا أفهم الآن لماذا تبقين في المطعم بعيداً عن أصدقائك بعيداً عن عائلتك |
Yani kafeteryada, düştüğün zaman. Sana kurusıkıyla ateş ettim ya. | Open Subtitles | أعني في المطعم ، عندما سقطت عندما أطلقت عليك الرصاص المزيف |
Önümüzdeki birkaç hafta içinde restorana yemeğe gelmek ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدان الحضور لتناول العشاء في المطعم في الأسابيع المقبلة؟ |
İkimizin sevdiği bir restoranda akşam yemeği için plan yaptık. | Open Subtitles | إتفقنا أن نتناول العشاء يوم الجمعة في المطعم الذي أحببناه |
Şef Cotillard bana yeni restoranında yardımcı şeflik teklif etti | Open Subtitles | الشيف كوتيار وطلب مني أن يكون الجديد سوس الشيف في المطعم أنه يتم فتح. |
Restorandaki şu sandviç ekmeğini hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حركة الدوران التي كنت تفعلها في المطعم |
Tesisatçı Restorandaki akıntıyı hâlâ tamir etmedi mi? | Open Subtitles | والسباك لم الثابتة تسرب في المطعم حتى الآن؟ |
Restorandaki adamla çok iyi anlaştım. Tamam mı? | Open Subtitles | لقد راق لي ذلك الشاب في المطعم وحدث انسجام بيننا، مفهوم؟ |
Neredeyse dört gündür Restorandaki yemek artıklarıyla besleniyordum ve farklı bir şeyler denemek istedim. | Open Subtitles | لقد كنت اتناول ما يبقى من الطعام في المطعم لأربعة أيام |
Erzak almak veya bir Lokantada yemek yemeye bile gidemiyorum. | Open Subtitles | تمشية خفيفة نحو المتجر، أو تناول وجبة عشاءِ في المطعم. |
Lonnegan'ın adamları onu Lokantada ayarlamış. Haydi. | Open Subtitles | دبرت لها جماعة لونيغان عملاً في المطعم هيا لنذهب |
Evet, bugün Lokantada babamın seni izlediğini gördüm. | Open Subtitles | نعم , رأيك يراقبك بعد الظهيرهـ في المطعم |
kafeteryada o sahte düşüşü yaparken buramı sandalyeye çarpmışım. | Open Subtitles | هذا من الإصطدام بالكرسى أثناء السقوط المزيف في المطعم |
Ama geçen akşam kafeteryada yemek yiyordum. | Open Subtitles | لكنني كنت آكل العشاء تلك الليلة في المطعم. |
Bayan Chen beklemekten yorulmuş restorana döndü. | Open Subtitles | الآنسة تشين في المطعم لقد طلبت مني أن آتي إلى هنا وأن آخذك لهناك |
- Hayır. Birkaç arkadaşlarımla bir restoranda akşam yemeğindeydim. | Open Subtitles | كنت أتناول العشاء مع بعض الأصدقاء في المطعم |
Yaşlı bir kadın Çin restoranında çok yakından silahla vurulur. | Open Subtitles | تصبح سيدة كبيرة سنّ مضروبة بصراحة في المطعم الصيني،... |
kafede tanıştığım çocuk. Aslında onu yemeğe davet ettim. | Open Subtitles | إنه شاب التقيت به في المطعم في الواقع، دعوته لتناول العشاء معنا |
Köpeğimi o restoranda bir köpek gibi vurduğunda bir şey demedim. | Open Subtitles | أنا لم أفعل شيئا عندما صوبت على أخي ككلب في المطعم |
Ailen tamamen öldü ve Grill'de çalıştığını falan da görmüyorum. | Open Subtitles | كلّ أفراد أسرتك ماتوا ولا أتوقّع أن تشغل وظيفة في المطعم. |
O Çin lokantasında hep en öndeki masa ve satış için karısını boşayacağına dair o inandırıcı sözler. | Open Subtitles | الكشك الأخير دائما في المطعم الصيني... ونفس الكلام المعسول ... عن طلاق زوجته |
Ben restorandayım ama sen yoksun. | Open Subtitles | انا في المطعم, خمني ماذا حدث انتِ لست هناك |
Çünkü bu, dün gece beni Bir restorantta yalnız başıma bıraktığı için Coop amcayı anlamam için en geçerli sebep olur. | Open Subtitles | 'لأنه السبب الوحيد الذي يمكن أن افهم من العم كوبر لتركه لي جالسة لوحدي في المطعم ليلة أمس |