"في المقام" - Traduction Arabe en Turc

    • zaten
        
    • öncelikle
        
    • baştan
        
    • başta
        
    • en başından
        
    • asıl
        
    • seferde
        
    • her şeyden
        
    • etapta
        
    • en başında
        
    • şeyden önce
        
    Seninle beraber olduğum için beni zar zor affetti zaten. Open Subtitles وهي بالكاد سامحتني لكوني أقمت علاقة معك في المقام الأول
    Bir süper güç, önce ve öncelikle kendi çıkarları doğrultusunda hareket etmelidir. Open Subtitles إن القوى العظمى يجب أن تعمل في المقام الأول على منافعها الخاصة
    asıl önemli olan, neden onunla en baştan tanışmamı istemediğin. Open Subtitles المهم هو لماذا لم تردني أن أقابلها في المقام الأوّل؟
    Önce, nedenini anlamalıyız: Yozlaşma, ilk başta neden ortaya çıkıyor? TED أولاً، يجب فهم السبب: لماذا يحدث الفساد في المقام الأول؟
    en başından.. senin o berbat klübüne... adımımı bile atmamam gerekiyordu. Open Subtitles في المقام الأول, لم ينبغي علي وضع قدمي في ناديك القذر
    İIk seferde seni işe almadığı için o karıyı pişman et. Open Subtitles اجعلي تلك السيدة بأن تشعر بالاسف الشديد لانها لم تعيينك في المقام الأول.
    İyi mizah ve taşlamadan kastım ise, her şeyden önce, doğruluk ve dürüstlük ile yapılmış bir yapıt olmasıdır. TED بالعودة لما أعنيه بأفضل كوميديا وسخرية، أقصد أن أي عمل يصدر في المقام الأول وفي الغالب عن الصدق والنزاهة.
    Tabii ya. Sen zaten hiç yanlış bir şey yapmadın ki, değil mi? Open Subtitles صحيح، فلم تقومي بفعل أي شيء خاطئ في المقام الأول، أليس كذلك ؟
    Onu içeri sokan da güvenliğin "eli" değil miydi zaten? Open Subtitles أليس سلاح الأمن هو ما أدخله في المقام الأوّل ؟
    Kız arkadaşının olması zaten kafanın karışık olduğuna dair bir ipucuydu. Open Subtitles والشك. جود صديقة في المقام الاول كان تلميحا جيدة كنت مترددا.
    Ben de sunucu odasını bulayım, bakalım elektrik dalgalanması öncelikle orada neler yapmış. Open Subtitles وأنا سأذهب لإيجاد غرفة الخادم لأرى ما تسبّب بالتدفق الكهربائي في المقام الأوّل.
    öncelikle, elektrik alanları dokudan akan bir elektrik akımı değildir. TED في المقام الأول، الحقول الكهربائية ليست تيارا كهربائيا يمرّ عبر النسيج.
    ki baştan çok sevdiğiniz birisi ile evlenmek için oldukça çekici bir iddia. TED وهو حجة قاهرة فعلاً للزواج من شخص تحبه جداً في المقام الأول
    Ama bu bilginin yayılmasını baskılarsak belki de daha baştan yaratılmasına sebep olan ekonomik teşvikleri de azaltırız. TED ولكن إذا كان باستطاعتنا تقليل انتشار هذه المعلومات، فربما يقلل ذلك من الحافز الاقتصادي لإنتاجها في المقام الأول.
    Masum olduğunu biliyorsa neden en başta aleyhine tanıklık etti? Open Subtitles إذا علمت أنك برئ فَلِمَ شهدت ضدك في المقام الأول؟
    Bizi en başta bu noktaya getiren şeyin bir cinayet olduğunu hatırlatırım. Open Subtitles دعيني أذكّركِ أنّها كانت جريمة قتل التي جمعت بيننا في المقام الأوّل؟
    Ya da Kyle'a kadınları küçük görmeyi öğreten en başından beri sendin. Open Subtitles أو ربما أنت من يعلمه الحط من قدر المرأة في المقام الأول
    Orada olmanızın asıl sebebi buydu yani beni korumaya çalışıyordunuz. Open Subtitles السبب الوحيد لذهابكم إلى هناك في المقام الأول كان لحمايتي
    Tam da sana ilk seferde yapmanı söylediğim şeyi yapacaksın. Open Subtitles ستفعل بالضبط ما اخبرتك ان تفعله في المقام الاول
    her şeyden önce, yedi tane güvenilir samuray bulmak o kadar kolay değil. Open Subtitles في المقام الأول ليس من السهل أيجاد سبعة من الساموراي الممكن الأعتماد عليهم
    Sanırım, ilk etapta evinin nasıl saldırıya uğradığıyla ilgili düşünmen gerekiyor. Open Subtitles أظنّكّ عليك أن تفكّر كيف تمّت مهاجمة مأمنكَ في المقام الأوَّل.
    en başında bu oyunu yazabilmeni kim sağladı onu da düşün istersen. Open Subtitles ربما عليك ان تُفكر بمن جعلك تكتب هذه المسرحية في المقام الأول

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus