"في المقعد الأمامي" - Traduction Arabe en Turc

    • ön koltukta
        
    • Önde
        
    • ön koltuğunda
        
    • arabanın ön koltuğuna
        
    • Ön
        
    Marge, Bart bugün ön koltukta gidecek çünkü sporla arası çok iyi. Open Subtitles ألعاب رياضية أركبت بارت في المقعد الأمامي لأنه عمل جيداً في الرياضة
    ön koltukta gitmek senin için daha iyi olur sanırım. Open Subtitles أعتقد أنه من الأفضل لك الجلوس في المقعد الأمامي
    Benim vücut istemiyorum... ön koltukta yığılmış. Open Subtitles .. أنت لا تريدين جسدي . مرمي في المقعد الأمامي
    Maalesef Önde oturma şansımı kaybetmiştim. Open Subtitles للأسف خسرت ميزة الجلوس في المقعد الأمامي
    Oradaydı, gün gibi açık, orada otomobilinin ön koltuğunda oturuyordu. Open Subtitles كان مفاجأة بحجم الحياة يجلس في المقعد الأمامي من سيارتك
    Bir arabanın Ön koltuğuna oturmayalı uzun zaman olmuştu. Open Subtitles لم تتأتى لي فرصة الجلوس في المقعد الأمامي منذ وقت طويل جداَ بالمناسبة
    Ayrıca ön koltukta dizüstü bilgisayarı pili buldum. Open Subtitles وأيضا وضعنا في كيس بطارية لحاسوب محمول في المقعد الأمامي
    Hiçbir şey. ön koltukta çantasını, kontakta da anahtarı. Open Subtitles لا شيء حقيبتها في المقعد الأمامي ومفاتيحها على المنضدة
    Üç poşetimle eve döndüm, dördüncüyü herhalde ön koltukta unutmuşum. Open Subtitles ادخلت 3 أكياس. وقد نسيت الرابع في المقعد الأمامي.
    90 sonrası bir model, ön koltukta kahve lekeleri, arka koltukta da kitaplar var. Open Subtitles ، طراز أواخر التسعينات ، بقع قهوة في المقعد الأمامي وكومات من الوصفات الطبية في المقعد الخلفي
    ön koltukta bir yabancı otururken ve emniyet kemeri sırtımı acıtırken. Open Subtitles ليس بوجود غريب في المقعد الأمامي و حزام مقعد يوخزني في الخلف
    ön koltukta yalnızken kiminle konuştuğunu sanıyordun Gerald? Open Subtitles من تعتقد أنك كنت تتحدث إليه عندما كنت جالساً بمفردك في المقعد الأمامي ؟
    ön koltukta konmamalı veya yüzü Ön tarafa bakmamalı. Open Subtitles ليس من المُفترض أن يكون في المقعد الأمامي أو أن يواجه المُقدّمة.
    Sana sol ön koltukta ihtiyacım var. Birazdan geliyorum yanına. Open Subtitles أريدكِ أن تجلسي في المقعد الأمامي الأيسر، سأوافيكِ هناك.
    ön koltukta oturan kadının boynunda kanama vardı. Open Subtitles المرأة في المقعد الأمامي كانت تعاني من نزيف بسبب تهتك في العنق
    Önde oturacak kadar büyüdüysen bunu da kaldırabilirsin bence. Open Subtitles أنت الآن كبيرة بما يكفي للجلوس في المقعد الأمامي أظن أنه يمكنك التعامل مع هذا
    Adam.. Öbür adam. Önde oturan adam. Open Subtitles الرجل الأخر الرجل في المقعد الأمامي
    Önde beni araba tutuyor. Open Subtitles يصيبني غثيان الحركة في المقعد الأمامي
    Hayatım boyunca seni gözümde uzun bir arabanın ön koltuğunda oturup, Open Subtitles طوال حياتى وأنا أتصورك تجلس في المقعد الأمامي للعديد من السيارات
    ön koltuğunda bulduğumuz kan ve toprak olay yerindekiyle aynı. Open Subtitles أثر الدم والتربة متوافق مع الجريمة التي وجدت في المقعد الأمامي
    Bu geri zekalı arabanın ön koltuğunda öleceğim. Open Subtitles أنا سوف أموت في المقعد الأمامي في هذه السيارة اللعينة
    Bir arabanın Ön koltuğuna oturmayalı uzun zaman olmuştu. Open Subtitles لم تتأتى لي فرصة الجلوس في المقعد الأمامي منذ وقت طويل جداَ بالمناسبة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus