Yeryüzünün yüzeyin kesinlikle delik deşik edilmiş, ve buradayız, tam ortada. | TED | سطح الأرض بالطبع ملئ بالحفر، ونحن ها هنا، تماماً في المنتصف. |
Fark edeceksiniz ki, ortada çok büyük bir boşluk var. | TED | ولكن الأمر أنه، ستلاحظون أن هناك فجوة كبيرة في المنتصف. |
Ve cevap, arada, yani gelişimde, yatıyor. | TED | والإجابة هي ما يقع في المنتصف أي التنمية. |
İIginç olayların hepsi merkezde, parçacıkların çarpıştığı noktada meydana geliyor. | Open Subtitles | كل الأشياء الممتعة تحدث في المنتصف هنا حيث تتصادم الجسيمات |
Tek yapabileceğim şey beklemek ta ki ortadan ikiye bölünene dek. | Open Subtitles | كل ما يمكنني فعله هو الانتظار حتى يشطرني في المنتصف تماما. |
Bu toroidal, delikli halka şeklin Tam ortasında, bu şeklin tam ortası 150 milyon derece. | TED | وداخله، تماماً في منتصف هذا الشكل الحلقي، الشكل الدائري المجوف، تماماً في المنتصف 150 مليون درجة مئوية. |
Bakın; şu ortadaki yükseltinin halihazırda okula giden kızları var. | TED | أنظروا: تلك الحدبة الضخمة في المنتصف بالفعل الفتيات في المدارس. |
Baskın olacağı noktaya yöneliyor tam ortada - önceki yıllarda zaptetmişti burayı. | Open Subtitles | توجه للمنطقة المهيمنة التي كان يشغلها خلال العام السابق في المنتصف تماما |
Liderin arkasında üç araba var! En geride Labonte, ortada Peyton! | Open Subtitles | ثلاث متسابقون خلف القائد هم لابونت لو و بيتون في المنتصف |
ve tüm bilgi yığını orada, ortada duruyordu, tüm bilgi ve daha da içine daldıkça çok daha fazlasını buldum. | Open Subtitles | و هنالك كانت، تماماً في المنتصف هذه الكتلة من المعرفة. هذه الكتلة الكاملة من المعرفة كلّما تفحّصتُ أكثر وجدتُ المزيد. |
Burada hasat edilmiş, ortada karides mezesi olmuş, burada turşusu yapılmış. | TED | هذه تم حصادها، و في المنتصف هنا طبق روبيان وقد تم تخليلها. |
ortada otları turşu yapıyoruz. | TED | لذلك فنحن نخلل مخلل الأعشاب في المنتصف. |
arada, insanlarla bunun hakkında konuşmalıyız. | TED | في المنتصف, نريد ان نتحدث عنه مع الناس. |
Babamla dedem birbirlerinden nefret ediyorlar, ve arada kalmış gibiyim. | Open Subtitles | أبي وجدي يكرهان بعضهما وأشعر أنني محاصر في المنتصف |
peki motoru merkezde olacak şekilde yapraklarla birleştirsek ne olur? | TED | الآن ماذا لو أننا جمعنا البتلات والمحرك في المنتصف |
Şu ortadan geçen hat bölgenin doğu sınırı. | TED | الخط في المنتصف هو الحد الشرقي للمحمية. |
Basit bir mendil, fakat Tam ortasında küçük dikiş iğnesi var | Open Subtitles | حسناً , انظروا لهذا , لا وجود للمخاط عليه ,لكن هنا في المنتصف ستكون لدينا أبرة خياطة |
Güney Asya’yı da buradan bölüyorum. Hindistan ortadaki büyük baloncuğu temsil ediyor. | TED | ويمكن أن أقسّم جنوب آسيا هنا. الهند هي الفقاعة الكبرى في المنتصف |
orta kısımda yer alan fizik çok çok küçük şeylerden çok çok büyük şeylere geniş bir aralığı içerir. | TED | الفيزياء التي في المنتصف تنطبق على مدى واسع، من الأشياء الصغيرة جداً جداً إلى الأشياء الكبيرة جداً جداً. |
Bu, dünya kupasında göstermek istediğimiz şeydi, ancak olmadı. Çünkü, FIFA bazı gizemli nedenlerden ötürü canlı yayını Yarıda kesti. | TED | وهذا ما أردنا إظهاره خلال كأس العالم، ولم نستطع، لسبب غامض، قطعت الفيفا بثها في المنتصف. |
Diğer ikisi malum odayla uğraşırken Ortaya düzeni sağlamak için bir adam koyarlar. | Open Subtitles | سوف تحتاج إلي رجُل في المنتصف في حين يتجه رجُلين إلي الغرفة المُحكمة |