Bu yüzden 30 yıldır, Gündüzleri bir fotoğrafçı, akşamları da kalpazandı. | TED | كان يعمل مصوراً في النهار ومزوراً في الليل طيلة ال30 عام |
Gündüzleri ona göz kulak olabiliyorduk ama geceleri aklı gittiğinde hiçbir fikrimiz olmuyordu. | Open Subtitles | في النهار يمكننا ان نراقبها ولكن في الليل لا اعلم ان كانت طليقة |
Joseph, okula gitmek yerine Gündüzleri atölyede cam yapımında çalışır ve geceleri ustasının ev işleriyle meşgul olurdu. | Open Subtitles | و عوضا عن ذلك جاهد جوزيف في ورشة صنع الزجاج في النهار و العناية بتدبير بيت عائلة السيد في المساء |
Eğer yiyecek arayacaksak bunu ormanda gün ışığında yapmalıyız. | Open Subtitles | إذا ,وجدنا غذاءَ، سنطبخه في النهار في هذه الغابة. |
Ve nedense annem gündüz vakti daha az korkutucu oluyor. | Open Subtitles | , وبطريقة ما لن يكون تعامل أمي مخيفاً في النهار |
Benimle Gün içinde karşılaşsan, yanımdan geçip gidersin. | Open Subtitles | لو أنك قابلتني في النهار .لمررت بجانبي بدون أن تهتم |
O Gündüzleri bana bakması için,bir hemşire tuttu. | Open Subtitles | رعتني في النهار إستأجرتُ ممرضة لتعتني بي في الليل |
Geceleri çalışıyorsun ama Gündüzleri uyumuyorsun. | Open Subtitles | أراك تعمل كثيراً في الليل ولكنك لا تنام في النهار |
Gündüzleri babanıza bakmak için burada olurum ama geceleri ve hafta sonları kendi evime giderim. | Open Subtitles | سأكون هنا في النهار لأعتني بوالدك و لكن في الليالي و العطل سأذهب إلى منزلي الخاص |
Elbette Gündüzleri burada babanıza egzersizlerinde yardım edeceğim geceleri ve hafta sonları, siz iki bekâr erkek başınızı belaya sokacaksınız. | Open Subtitles | بالتأكيد سأكون هنا في النهار لأساعد والدك بتمريناته و لكن الليالي و عطل الأسبوع سأدعكما أنتما العازبين لتحلا مشاكلكما معا |
-Hangi konuyu? Geceleri bu kadar ateşli olan bir insanın, Gündüzleri nasıl bu kadar soğuk olabildiği konusunu. | Open Subtitles | عنك أنْ يَكُونَ حار جداً في الليل ولذا برودة في النهار. |
Gündüzleri insanlarla yürüyen... ama geceleri... büyük denize kaçan, uyumak için. | Open Subtitles | التي سارت بين البشر في النهار ولكن في الليل كانت تنسحب الى البحر العظيم، لتنام |
-Farkındayım. Vampirler gün ışığında saldırdı. | Open Subtitles | مصاصوا الدماء هاجموا في النهار لم يفعلوا هذا من قبل |
Onu hiç gün ışığında görmüyoruz, sadece karanlık çökünce görüyoruz. | Open Subtitles | نحن لم نره من قبل في النهار .. دائماً نراه في الليل |
Aniden, gün ışığında dışarıda olmak için tasarlanmış bir hayvan olarak, gerçekten çok savunmasız hissediyorum. | Open Subtitles | فجأةً تحس بضعفك، كحيوان خُلِق ليعيش في النهار |
gündüz vakti sinemaya gitmek konusundaki zaafımdan sana hiç bahsetmemeliydim. | Open Subtitles | لم يكن يجب أن أخبرك أن نقطة ضعفي هي الذهاب للسينما في النهار |
gündüz vakti görülme ihtimali daha yüksek. | Open Subtitles | هذا ليس مرجحا ولكن الأرجح أن يشاهدها أحد في النهار |
gündüz vakti seks yapmaya bayılıyorum. | Open Subtitles | أهذا ماهو الأمر؟ جنس في النهار؟ أحب الجنس في النهار. |
Burası Gün içinde de tüyler ürpertici. | Open Subtitles | أراهن أن هذا المكان مخيف في النهار ، أيضاً |
Tüm gönüllüler, ayrıca... Gün içinde incelemek için çalışıyoruz. | Open Subtitles | بالإضافه , جميعنا متطوعون إما ندرس او نعمل في النهار |
yani sabah, siz ayçiçeğinin hangi yöne yüzünü çevirdiğini anlarsınız, ve tabanında boş alana işaret koyarsınız. | TED | لذا فإنك في النهار سترى في أي اتجاه تتجه زهرة عبّاد الشمس ومن ثمّ تقوم بتحديده في المنطقة الفارغة في القاعدة. |
Gün boyunca senden yakınlık göremediği için bunu gece arıyordur. | Open Subtitles | ربما لا تشعر أنها قريبة منك في النهار لذا تبحث عن ذلك في الليل |
gün boyu gölgeleme sağlıyordu ve akşamları aydınlatma için elektrik sağlıyordu. | TED | إنها توفر الظل في النهار وتوفر الكهرباء للإضاءة في المساء. |