"في الوقت ذاته" - Traduction Arabe en Turc

    • aynı zamanda
        
    • aynı anda
        
    • aynı saatte
        
    • hem de
        
    Adamın amına koyuyor fakat aynı zamanda çakı gibi ayakta tutuyor. Open Subtitles لذا إنه يريح بالك , ويجعلك تتابع حياتك في الوقت ذاته
    Evet ama aynı zamanda eşit önemde bir konu üzerinde çalışıyorum. Open Subtitles أجل لكن في الوقت ذاته أبحث عن شيء يساويه في الأهتمام.
    Ama aynı zamanda, ürünlerimizin güvenli ve sağlıklı olmadığını fark ediyoruz. TED ولكن في الوقت ذاته ، ندرك أن منتجاتنا غير آمنة و غير صحية.
    Bizim bu görüntümüzün aynı anda hem fiyordlarda hem ekranda olmasını istedik. TED أردنا هذه الصورة لنا على الزقاق البحري وعلى الشاشة في الوقت ذاته.
    İçip aynı anda dans etmek. Bu daha çok zorluyor. Open Subtitles ،الشرب والرقص في الوقت ذاته هو ما يجعل الأمر صعباً
    "Lütfen bu akşam bizimle aynı saatte aynı yerde buluşun." Open Subtitles قابلينا رجاءً في الوقت ذاته في المكان ذاته الليلة.
    Ve ilginç olan şey ise yeni veriyi işlemeye çalışrken aynı zamanda teybi geri saramaz. TED ومن المثير للاهتمام أنّ فرانك لا يستطيع التذكر ومعالجة البيانات الجديدة في الوقت ذاته
    Bu bizim kısıtlı kaynaklar ve uzmanlığımızı daha iyi kullanmamızı ve aynı zamanda daha düşük fiyatlı ürünler sağlıyor. TED وتتيح لك أن تحصل علي المزيد من محدودية الموارد والخبرات لدينا ووتستفيد في الوقت ذاته من إنخفاض الأسعار.
    Bu, şiddeti savunmak anlamına gelmiyor, ama aynı zamanda, meşru müdafaa için şiddet kullanmaya da karşı değilim. Open Subtitles ولكن في الوقت ذاته لست ضد إستخدام العنف في حال الدفاع عن النفس ولست حتى أدعوه عنفاً في حال الدفاع عن النفس
    Dediklerine katılıyorum ama aynı zamanda bu tehlikeli birşey. Open Subtitles أتفق ما ما تقول، لكنه في الوقت ذاته خطير
    Nasıl l ücret almak ve aynı zamanda komutları almak gerekiyor? Open Subtitles كيف يفترض بي أن آخذ الطلب و آخذ الأوامر في الوقت ذاته ؟
    Vay, öyleyse aynı zamanda her fırsat verip hem de mantıklı olabiliyorsun. Open Subtitles إذا يمكنكِ أن تمكني وتبرري في الوقت ذاته
    Ama aynı zamanda, söylediklerine bakılırsa sen ve Brett beraber harika olacaksınız. Open Subtitles في الوقت ذاته مما قلت لي يبدو بأنكما ستكوننا ثنائياَ رائعاَ
    Senin göz koyduğun aynı takım elbiseyi almak istemiyorum ama aynı zamanda o takım elbiseden de gerçekten hoşlanıyorum. Open Subtitles قمت بإرجاعها ، فجربتها أنا ، أنا حقاً لا أرغب في أخذ نفس الحلّة التي وضعت عيناك عليها ـ ولكن في الوقت ذاته ..
    Onları gözden geçirmediğin, onlarla ilişki kurmadığın veya ikisini aynı anda yapmadığın sürece, Open Subtitles وما دمتِ لم تنتقديه في مراجعة أو تعاشريه، أو كلاهما في الوقت ذاته
    Çoğu insana söylemedim ama kafamın içinde aynı anda devam eden binlerce gizli dünyalar var. TED لم أشارك ما سأقوله مع الكثيرين، لكن في ذهني يوجد هناك الآلاف من العوالم السرية الناشطة في الوقت ذاته.
    Birden çok şey yapabilirler aynı anda. TED و بمقدورها أن تفعل أكثر من شيء واحد في الوقت ذاته.
    Bir laboratuvar gerektiriyor ama aynı anda yüzlerce virüs testi yapabilir. TED وهو يحتاج لمختبر، إلا أن بوسعه فحص مئات الفيروسات في الوقت ذاته.
    aynı anda güvenlik testleri ve etki testleri yapıyoruz. TED إننا نقوم في الوقت ذاته باختبارات السلامة واختبارات الفاعلية.
    Haftaya aynı saatte? Open Subtitles نتقابل في الوقت ذاته الاسبوع القادم؟
    Hem işveren hem de işçi durumunda oluyor. Open Subtitles لا يمكنه أن يكون صاحب العمل وموظف في الوقت ذاته.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus