Bu Çoğalıcılar, muhtemelen kendilerine başka bir Atlantis inşa etmeye başlamışlardır. | Open Subtitles | من المحتمل أنهم فعلا بدأو في بناء أتلانتس أخرى بأنفسهم الآن يعلمون كل شيء عنا |
Ya tedaviye ya da daha sağlam bir MR inşa etmeye başlayın. | Open Subtitles | إما أن تبدأوا في العلاج أو نبدأ في بناء جهاز للرنين أكثر قوة |
"Tepedeki Kenti" inşa etmede başarılı olacaksak sonra, sevginin gücünü evet, Tanrı Sevgisini kalplerimiz bir olarak kenetlenmeliyiz! | Open Subtitles | ، في بناء قدسنا الجديد " مدينتنا المميزة " ، ثم قوة الحب |
Her birimizin, hükümetler ve teknolojinin insanlara hizmet ettiği ve bunun tersine izin verilmeyen bir dünya kurmak için üstlenmesi gereken çok önemli rolleri var. | TED | كل واحد منا لديه دور أساسي ليؤديه في بناء العالم الذي تخدم فيه الحكومات والتقنية أفراد هذا العالم وليس العكس. |
Dünya'nın demir cevheri madenleri %98 oranla çelik yapmak için kullanılıyor ve bina, otomobil veya bulaşık makinesi veya buzdolabı gibi cihazların yapımında ana bir bileşen. | TED | من بين مناجم العالم للحديد الخام، يستخدم 98 بالمئة لصناعة الصلب ومن ثم يعتبر مكوِّن أساسي في بناء المباني، والسيارات والأجهزة مثل غسالات الأطباق أو الثلاجات. |
Empatinin veya öz benligin temelleri ve bundaki eksikliklerin rolünü göz ardi etmek olmaz. | Open Subtitles | لا أظنّنا نستطيع الاستهانة بالدور الذي يلعبه التعاطف في بناء الشخصيّة أو في الافتقار لها |
Sudanlı iş adamı Mo İbrahim gibi Pan-Afrikalı devler yaratmak için yatırım yapalım. | TED | دعونا نستثمر في بناء عمالقة أفريقيا مثل رجل الأعمال السوداني مو إبراهيم. |
300 yıl önce New Orleans adı verilen bir şehrin temellerini attık. | Open Subtitles | "منذ 3 قرون ساعدنا في بناء مدينة تسمّى (نيو أورلينز)" |
Duvarlar inşa etmek için para harcamak yerine mültecilere yardım edecek programlara para yatırmak daha iyi olurdu. | TED | فبدلاً من إسراف المال في بناء الحوائط من الأفضل إنفاقها على البرامج التي تساعد اللآجئين على مساعدة أنفسهم. |
O burada, bu güzel tepedeydi ben de tüm ölülerimizi buraya gömmeye ve kilise inşa etmeye karar verdim." | Open Subtitles | على هذا التل الجميل عزمت على دفن أمواتنا وأن نبدأ في بناء الكنيسة |
Tüm yaşamımı kendi oğlumun yıktığını görmek için bu krallığı inşa etmeye adamadım. | Open Subtitles | لم أقضِ حياتي كلّها في بناء هذه المملكة لأرى ابني يُدمّرها. |
Duvarı inşa etmeye başlasan iyi edersin. | Open Subtitles | عليك أن تبدأ في بناء ذلك الحائط في الحال |
Eğer üç gün içinde yarışmaya hazır olmak istiyorsak, bu roboru tekrar tekrar inşa etmeye vaktimiz yok. | Open Subtitles | حسناً، لا نملك وقتاً للاستمرار في بناء وإعادة بناء هذا الآلي لو أردنا أن نكون مستعدين للمنافسة في غضون 3 أيام |
Yani alıcılarımı inşa etmeye başladım ve daha sıkı bir şekilde test ettim, önceki bilim fuarları ödüllerimden gelen paraları kullandım. | TED | لذلك بدأت في بناء أجهزة الاستشعار الخاصة بي واختبارها بشكل أكثر صرامة، باستخدام المال الذي حصلت عليه من جوائز مهرجانات العلوم السابقة. |
diye soruyorlar. Şöyle düşünüyorlar:'' Kelimelerin düşüncelerimizin ifadelerini inşa etmede kullandığımız aletlerse, tornavidanın çekiçten daha iyi olduğunu nasıl söyleyebiliriz ki? | TED | إنهم يعتقدون , " حسناً , لو إننا نفكرفي الكلمات كأدوات نستخدمها في بناء التعبيرات المختلفة لأفكارنا , كيف تستطيع أن تقول أن المفكات أفضل من المطارق ؟ |
Katettiğimiz bu ilerlemeleri, iş gücünü, işletmeleri, eğitim sistemini hesaba katarak ve bunu gerçek siyasi güç inşa etmede kullanırsak bu yüzyılı yeniden şekillendiririz çünkü birimiz göz ardı edilebilir, ikimiz uzaklaştırılabilir ama birlikte biz bir hareketiz ve durdurulamayız. | TED | لو تمكنا من نقل التقدم الذي أحرزناه في الانضمام إلى القوى العاملة، في الانضمام إلى الشركات، في الانضمام إلى النظام التعليمي، وتوظيف ذلك في بناء قوة سياسية حقيقية، سوف نعيد تشكيل هذا القرن، لأن جهود شخص واحد يمكن تجاهلها، جهود شخصان قد يتم رفضها، لكن كلنا معًا، فنحن حركة، لا يمكن إيقافها. |
Biz de İmparatorluğu kurmak için taş taşıdık, ter akıttık. | Open Subtitles | لقد شاركنا في بناء هذه الحكومة لبنة لبنة |
Ve dünya temizlendiği zaman yeni bir dünya kurmak için hep birlikte buraya döneceğiz! | Open Subtitles | .. وعندما يتطهّر العالم سنعود ثانيةً, لنبدأ في بناء عالمٍ جديد سوياً .. |
Dünya nüfusunun yarısından fazlası, güney Fransa'da bu aletin yapımıyla ilgileniyor. Fransa bu deneyi yapmak için güzel bir yer. | TED | أكثر من نصف سكان العالم يشاركون في بناء هذه الآلة في جنوب فرنسا. التي هي مكان جميل لإجراء التجربة. |
Bir kez atomun gücü ortaya çıkardığında bir atom bombası yapmak için tereddüt etmeyecektir. | Open Subtitles | ومتى أدرك قوّته، فلن يتردّد في بناء قنبلة ذرّية. |
Empatinin veya öz benliğin temelleri ve bundaki eksikliklerin rolünü göz ardı etmek olmaz. | Open Subtitles | لا أظنّنا نستطيع الاستهانة بالدور الذي يلعبه التعاطف في بناء الشخصيّة. أو في الافتقار لها. |
Bu kubbeyi yapmak için kullandığı hünerlerin çoğunu yeni bir gerçeklik yaratmak için de kullandı. | Open Subtitles | و العديد من المهارات التي استخدمها في بناء هذه القبة و قد خلق أيضاً رؤية جديدة للواقع |
300 yıl önce New Orleans'ın temellerini attık. Yokluğumuzda yeni bir kral ortaya çıktı. | Open Subtitles | منذ 300 عامًا ساعدنا في بناء (نيو" "أورلينز)، وفي غيابنا تُوّج ملك جديد |
birkaç bilimsel polisiye yazdım. İşte kitapların içerisinde konumlanacağı dünyaları inşa etmek için kullandığım bazı sorular ve metodlar. | TED | للأطفال واليافعين. إليك بعض الأسئلة والطرق التي استخدمتها للمساعدة في بناء العوالم التي تدور فيها تلك الكتب. |
Bunun yerine çok katlı mağazalardan oluşan göz alıcı bir imparatorluk kurmaya devam etti. | TED | بدلاً من ذلك، هو استمر في بناء أمبراطورية متألقة من المتاجر. |