Çocuklar senin evinde yeni odan hakkında konuşuyorlar. | Open Subtitles | الرجال في بيتكِ يتحدثون عن الغرفة الجديدة |
Eğer istemeseydik her saniyemizi senin evinde geçirmezdik. | Open Subtitles | و ما كنّا لنُمضي كلّ الوقتِ في بيتكِ إن لم نكن نرغبُ بذلك. |
Ben senin evinde mutlu olmanı istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريدك أن تكوني سعيدة في بيتكِ. |
Neden çocuğu evine göndermek yerine evinizde tuttunuz? | Open Subtitles | لماذا تمكثُ في بيتكِ بدلاً من إرسالها إلى بيتها؟ |
Becky, Carol, her neyse. Onu eski evinizde görmüş. | Open Subtitles | "بيكي)، (كارول)، أيّاً كان) رأته في بيتكِ القديم" |
sizin evde öğle yemeği, 1'de. | Open Subtitles | الغداء في بيتكِ الساعة الواحدة |
Üç saat sonra sizin evde buluşuruz. | Open Subtitles | و سأُقابلكِ في بيتكِ بعد 3 ساعات |
senin evinde bir yabancı gibiyim. | Open Subtitles | كما لو كنت غريباً في بيتكِ. |
On dakikaya senin evinde? | Open Subtitles | في بيتكِ ,عشرة دقائق ؟ |
Anahtarlarımı sizin evde bırakmışım. Hemen gitmeliyim. | Open Subtitles | تركت مفاتيحي في بيتكِ علىَ العودة |
Öyle olmasa sizin evde ne işleri olacak? | Open Subtitles | ماذا أيضاً مخزن في بيتكِ ؟ |