Ama Taipei'de olduğumuz gece sana bunları anlatsam çok abes kaçardı. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع إخبارك كم غير ذو علاقة ذلك كان ذلك الليل نحن كنّا في تايبيه. |
Emily öldürüldüğünde Taipei'de olduğunu iddia etmişsin. | Open Subtitles | عندما إيميلي قتلت، تدّعي بأنّك كنت في تايبيه. |
Annem, senin, Taipei'de dostların olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | أمي تقول أن لديك أصدقاء في تايبيه |
Bugün radyo, Taipei'deki Tayvanlılarla, yerli halk arasındaki isyanlardan bahsetti. | Open Subtitles | ذُكر اليوم في الراديو عن وقوع أعمال شغب في تايبيه بين تايوانيين وصينيين |
Sonra, Taipei'deki kiralık bir dairede beraber yaşamaya başladılar. | Open Subtitles | وفي وقت لاحق، بدآ بالعيش معا في شقة مستأجرة في تايبيه |
Taipei'de pek çok insan öldü. Halk korku içinde. | Open Subtitles | مات الكثير في تايبيه الناس خائفون |
Bu, Taipei'de kiraladığın arabaya yerleştirilecek. | Open Subtitles | هذا يذهب بالسيارة إستأجرت في تايبيه. |
Onu Taipei'de gördün. | Open Subtitles | رأيتها في تايبيه. |
Taipei'de akşam 9. | Open Subtitles | "التاسعة مساءً في "تايبيه |
-Vaughn artık Taipei'de olmayabilir! | Open Subtitles | فوجن قد لا يكون في تايبيه! |
5 hafta önce annenizin Taipei'deki laboratuarlarından birine girip bir Rambaldi aygıtı buldunuz. | Open Subtitles | قبل خمسة أسابيع إخترقت واحد أمّك labratories في تايبيه حيث إكتشفت أداة رامبالدي. |
5 hafta önce annenizin Taipei'deki laboratuarlarından birine girip bir Rambaldi aygıtı buldunuz. | Open Subtitles | قبل خمسة أسابيع إخترقت واحد أمّك labratories في تايبيه حيث إكتشفت أداة رامبالدي. |
Belki Taipei'deki arkadaşlar erken salınmasını sağlarlar. | Open Subtitles | ...ربما سيتمكن أصدقائنا في تايبيه من الحصول على إذن الافراج عنه بوقت قريب جدا |
Sydney sayesinde Khasinau ve Derevko'nun Taipei'deki tesisinin imha edilmesiyle,.. | Open Subtitles | منذ الدمار خاسينو ودريفكو مقر في تايبيه... |
Taipei'deki arkadaşlar araştırıyorlar. | Open Subtitles | أصدقائنا في تايبيه استفسروا عن القضية ...نانجينغ) تقول) |