Göğüs boşluğuna bir çeşit tüp yerleştiriyor ve kalp kasını çıkarıyor. | Open Subtitles | أدخل أنبوباً من نوعٍ ما في تجويف الصدر و أستخرج القلب |
Bu yüzden rontgen çektim, sinus boşluğuna gömülmüş bu şeyi buldum. | Open Subtitles | بينما كنتُ ألتقط الأشعة السينيّة رأيتُ هذا في تجويف الجيوب الأنفية لديها |
Karın boşluğuna buzlu su enjekte ederek hasarı azaltabiliriz. | Open Subtitles | يمكننا الحد من الضرر عن طريق حقن الماء المثلج في تجويف البطن |
Saf oksijen göğüs boşluğunda nasıl birikti? | Open Subtitles | كيف للأكسجين النقي أن يتراكم في تجويف الصدر؟ |
Boşaltılmış bir ameliyathane, karın boşluğunda bir bomba kayıp bir sağlık görevlisi, eliyle bombaya dokunan bir stajyer hayatları tehlikede dünyanın en iyi iki cerrahı içindeki bombayı çıkarmazsak her an kanaması başlayacak bir adam ve asistanım doğum sancısı çekiyor ve sen ıkınmamasını söylüyorsun. | Open Subtitles | تماخلاءغرفالعمليات, و هناك قنبلة في تجويف بطني مسعفةمفقودة, مستجدةيدهاعلىشئقدينفجر , و جرّاحان ممتازان في طريق الخطر |
Yaranın etrafındaki noktalanma vurulduğunu gösteriyor ama göğüs boşluğunda mermi yolu yok. | Open Subtitles | التنقيط حول الجرح يقول بأنه أصيب بعيار لكن لا يوجد إسقاط في تجويف الصدر |
Bu yüzden karın boşluğuna buzlu su enjekte ediyoruz. | Open Subtitles | ولهذا السبب سنحقن الماء المثلج في تجويف بطنك |
Sadece vücut boşluğuna kusmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أتقيأ في تجويف الجسد |
Allison Mitchum'un ölüm nedeni, çifteden çıkan saçmaların karın boşluğuna saplanması. | Open Subtitles | سبب وفاة " آليسون ميتشوم " هو أختراق في تجويف البطن نظراً لعيار سلاح قاذف |
Burada göğüs boşluğuna bakmak. | Open Subtitles | هنا، أن ننظر في تجويف الصدر. |
Hepsi tüm karın boşluğuna patlamış. | Open Subtitles | -لقد انفجرت في تجويف البطن . |
İki kurşunu, göğüs boşluğunda burada ve burada görebilirsiniz, ama bu... | Open Subtitles | يمكنك ان ترى الرصاصتين في تجويف الصدر هناو هنا،لكنهذا ... |
Karın boşluğunda buldum. | Open Subtitles | وجدت أنه في تجويف البطن. |