Savaşmak ve ölmek böylece bu sözde hükümet, lüks içinde yaşayacak ve savaşı kazanıyormuş gibi yapacak. | Open Subtitles | لذا أن ما تسمى حكومة لا يمكن أن تعيش إلا في ترف وتدعي أن لا يمكن ان تخسر حرب |
Görünüşe göre kızcağız lüks içinde bir fino gibi yaşamaktan mutsuz. | Open Subtitles | , يبدو كما لو أن الفتاة الحزينة تعيش كحضن كلب في ترف |
Çalışanların hayatları mahvolmuşken onun lüks içinde yaşamasına izin veremem. | Open Subtitles | وسأتأكد جيداً ألا تعيش في ترف في حين دُمرت حيوات العاملين |
Sizin ve soylularınızın lüks içinde yaşamasına izin verilebilir. | Open Subtitles | أنت والنبلاء قد يسمح لتعيشوا في ترف |
Hey, Marge, bu aileyi refah içinde yaşatabilmem için yapmam gereken şey bu. | Open Subtitles | هذا هو ما علي فعله لإبقاء هذه الأسرة تعيش في ترف |
Sonra refah içinde emekli olurum, bir berberlik okulu açarım... | Open Subtitles | بعد هذا... سأتقاعد في ترف... , سأفتح مدرسة للحلاقة... |
- Oh,inanın lüks içinde. | Open Subtitles | - ثق بي انة في ترف كبير. |