Charleston müzesindeki bu dijital baskı, beni kavramsallığın içine aldı. | TED | وكنت قد أخذت مفهوم هذا النوع من الطباعة الرقمية التي تقع في متحف في تشارلستون. |
Onu Charleston'daki en iyi okullara göndereceğim. | Open Subtitles | لم ترالمدينة مثلها من قبل .. وسأرسلها إلى أفضل المدارس في تشارلستون |
Charleston yalnızca birkaç saat uzaklıkta. | Open Subtitles | كما تعلمون ، في تشارلستون فقط بضع ساعات بعيدا. |
Charleston morgundan birkaç ölü moruk çaldık. | Open Subtitles | لقد سرقنا جثة عجوز غريب من مستودع للموتى في تشارلستون |
Charleston'daki silahların %90'ının mermisi bunlardan zaten. | Open Subtitles | تسعون بالمئة من الاسلحه في تشارلستون هي من هذا العيار |
Charleston'daki aşağı yukarı herkesin en sevdikleri gözlerinin önünde öldürüldü. | Open Subtitles | تقريبا كل من في تشارلستون رأوا احبتهم يقتلون بواسطة هذه المخلوقات |
Charleston'daki ordu öğrenebileceğimiz bilgiyle ilgilenebilir. | Open Subtitles | واظن الجيش في تشارلستون سيهتمون بمعرفه مايمكننا استخلاصه منه |
Carter Covington Charleston'daki tatil evinde etkinliğe ev sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | كارتر كوفنجتون يقيم حفل في منزل إجازته في تشارلستون |
Charleston, Güney Carolina'da Carter Covington'un partisinde. | Open Subtitles | إنها في تشارلستون كارولينا الجنوبية و هي في حفلة يستضيفها كارتر كوفنتغون |
Charleston'da çocuklardan koşum ve çivileri almıştın. | Open Subtitles | انت اخرجت المستشعرات من الأطفال في تشارلستون |
Ayrıca, Charleston'daki donanıma sahip değiliz. | Open Subtitles | بالأضافة اننا لا نملك الأدوات اللازمة كما كنا في تشارلستون |
Charleston'daki M.R.G.'nin bir benzeri. | Open Subtitles | انه مشابه لجهاز الرنين الموجود في تشارلستون |
Dr. Glass, Charleston'da Lexi'nin DNA örneğini ilk verdiğinde hem Espheni hem de insan DNA'sına sahip olduğunu keşfettim. | Open Subtitles | عندما طلبتي دكتورة غلاس لفحص عينة الحمض النووي الخاص بها في تشارلستون لقد اكتشفت انها لديها صفات اشفيني وصفات بشرية |
Charleston' da ne kadar uzun kalırsak, daha çok insan zarar görecek. | Open Subtitles | ثم كلما بقينا في تشارلستون الكثر من الناس ستتآذى |
Charleston' daki herkes iyi bir hayalet hikayesini sever, ve gerçekten şeytan çıkaran birini tanıyorum kasabaya da daha yeni taşındı. | Open Subtitles | أعلم أن الجميع في تشارلستون يحب قصة شبح و كنا نسمع عن طارد الارواح الشريرة الذي توالت في المدينة |
Charleston akıl hastanesi... beşinci kat. | Open Subtitles | في تشارلستون مستشفى المجانين الطابق الخامس |
Onları paraya çevirip Charleston'daki hesaba yatırmış. | Open Subtitles | وتحويلهم إلى المال وإيداعهم " في حسابك في " تشارلستون |
Charleston'un kenar mahallesi. Tamam. Başka bir şey var mı? | Open Subtitles | ضاحيه في "تشارلستون", حسناً أيّ شيء آخر؟ |
Charleston'a uğradık. Orada hiçbir şey yoktu. Evet, 2. | Open Subtitles | لقد كنا للتو في تشارلستون ولاشيء هناك |
Burada, Charleston'da olman gerek. | Open Subtitles | ان عليك ان تبقي هنا في تشارلستون |