Hatırladığım kadarıyla o hafta sonu bir parti vermiştin bol bol şarap ve votka ikram etmişsindir. | Open Subtitles | وأتذكر أنك أقمت حفلة في تلك العطلة الأسبوعية وكان بها الكثير من النبيذ والفودكا |
Ve o hafta sonu, bir aile olduğumu düşündüğümüz zamanki gibi yaşamayı çok ama çok isterim. | Open Subtitles | كما آنني أريد عيش بقية حياتي كما خططنا له في تلك العطلة عندما ظننا آننا سنكون عائلة |
Şakayık görür görmez o hafta sonu aklıma geliyor sürekli. | Open Subtitles | أجل، حسناً، لا أستطيع رؤية "الفاوانيا" من دون التفكير في تلك العطلة. |
Morgan, üzgünüm ki o hafta sonu nasılsan öyle görünmen gerekiyor yani şu saç şeyinden ve Affliction tişörtlerinden var mı? | Open Subtitles | (مورقان), للأسف يجب أن يبدو شكلك كما في تلك العطلة, لذا هل مازلت تمتلك مبيض الشعر وتلك السترة الصاخبة؟ |
Chloe o hafta sonu burada çalışıyordu ona benim için bulup bulamayacağını sordum. | Open Subtitles | (كلو)، كانت تعمل لديّ في تلك العطلة سألتها إذا كانت تعرف أيّ مكان يمكنني أن أجد به بعض من الكوكاين |