"في حالة حب" - Traduction Arabe en Turc

    • aşık
        
    • âşık
        
    • aşıktı
        
    • aşığım
        
    • aşıksın
        
    • Âşık oldum
        
    Şu ana kadar hiç kimseye sana... aşık olduğum kadar aşık olmadım. Open Subtitles لم أكن يوماً في حالة حب مع شخص ما أكثر منك الآن
    Shin Ji Hyun, Han Kang denen şahsiyete aşık maşık olma sakın. Open Subtitles ،شين جي هيون، حتى ولو كانت في حالة حب مع هان كانغ
    Ben onu gördüm ilk kez bu yana bu kıza aşık oldum. Open Subtitles لقد كنت في حالة حب مع هذه الفتاة منذ أول مرة رأيتها.
    Art Aron, Lucy Brown ve diğer iş arkadaşlarımla birlikte 37 sırılsıklam âşık insanın beyinlerinin fonksiyonel MR görüntülerini çektik. TED أنا و زملائي ارت آرون و لوسي براون وغيرهم ، وضعنا 37 شخصا والذين هم في حالة حب مجنون في جهاز المسح بالرنين المغناطيسي.
    Evet, biliyorum. Futbola âşık mıdır nedir? Open Subtitles نعم , أعرف يبدون أنها في حالة حب مع الكورة
    Sanırım o da ona aşıktı. Open Subtitles أعتقد أنه كان في حالة حب معها أيضا.
    Steve'e aşığım. Open Subtitles أنا في حالة حب مع ستيف. عقد هذا.
    Sana verdiği pahalı saate aşıksın. Başka var mı? Open Subtitles أنت في حالة حب مع الساعات باهظة الثمن أعطى لك.
    Ama zaman en acımasız yargıç, bize aşık olduğumuzu düşündürüyor. TED لكن الوقت هو الحاكم القاسي، جعلنا نعتقد أننا في حالة حب.
    Eğer hemen eve dönmezsem, Jack Debbie'ye aşık olacak ve be öleceğim. Open Subtitles إذا أنا لا أذهب الى الوطن قريبا، سوف جاك تقع في حالة حب مع ديبي، وأنا سوف يموت.
    Bir Musevi'ye aşık oldum ve onu bulmam 20 yılımı aldı. Open Subtitles أنا في حالة حب مع شخص يهودي، استغرق مني 20 عاما للعثور عليه.
    Ama Ross, biz aşık değiliz, değil mi? - Hayır.. Open Subtitles نعم ، إذا كنت في حالة حب لكن هل نحن في حالة حب؟
    Steve'e aşık olamam. Open Subtitles أنا حتى لا يمكن أن يكون في حالة حب مع ستيف.
    Ki ondan da önce, aşık olmam lazım. Open Subtitles وقبل أن يحدث ذلك , أحتاج أن أكون في حالة حب
    Önce Pamuk'a aşık yaşlı adamı oynamaya başladınız. Open Subtitles هل بدأت لعب الرجل العجوز في حالة حب مع باموك.
    Hayır. aşık olduğum oğlu sen değilsin. Open Subtitles لا، أنت لستَ الإبن التي أنا في حالة حب معه
    Ancak ona sana olduğum gibi âşık değilim. Open Subtitles لكن أنا لست في حالة حب معها كما أنا معك.
    Lydia'ya âşık olduğunu söyle, ben de susayım. Open Subtitles اخبرني فقط أنك في حالة حب مع ليديا وأنا سوف أتوقف
    Bunlardan 17'si mutlu birer âşıktı, 15'i ise henüz terk edilmişti, ve yeni başladığımız üçüncü deneyimizde ise 10 ila 25 yıllık evlilikten sonra hâlâ âşık olduğunu söyleyen insanları inceledik. TED 17 منهم كانوا سعداء في الحب ، 15 كان قد تم هجرهم للتو ، وعند بداية تجربتنا الثالثة : دراسة الناس الذين قالوا انهم لايزالون في حالة حب بعد 10 إلى 25 عاما من الزواج.
    Ve hala beni sadece arkadaşı olarak gören koyun diğer tarafındaki çocuğa âşık. Open Subtitles لا يزال في حالة حب مع هذا الصبي من أسفل الخور... ... الذي يرى فقط لي كصديق.
    Nişanlısına gerçekten aşıktı. Open Subtitles كانت حقا في حالة حب مع خطيبها.
    Sana uzun zamandır aşığım. Open Subtitles لقد كنت في حالة حب معكِ لفترة طويلة
    Alec, itiraf et. İyi hissedersin. Sen Jace'e aşıksın. Open Subtitles أليك، أعترف فقط ، وسوف تشعر بتحسن أنت في حالة حب مع جيس
    - âşık oldum! Open Subtitles أنا في حالة حب.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus