"في حين" - Traduction Arabe en Turc

    • varken
        
    • ise
        
    • Oysa
        
    • Bu arada
        
    • sırada
        
    • halde
        
    • Oysaki
        
    • onun
        
    • ben de
        
    • yokken
        
    • halbuki
        
    • onu
        
    50 milyon kazanmak varken niye 5'e razı olalım ki? Open Subtitles لمَ نرضى بخمسة في حين أن بإمكاننا الحصول على خمسين؟
    Futbol maçları ise kirayı ödemek için yaptıkları bir şey. Open Subtitles في حين أنهم يكسبون أموال الايجار من مباريات كرة القدم
    Oysa ki siz si... dik enfeksiyonu, hepimiz risk altındayız. Open Subtitles في حين أن لديك عدوى المثانة، نحن جميعاً في خطر
    Bu arada, buraya taşındığımızdan beri tek bir kelime yazmadım. Open Subtitles في حين لم أكتب كلمة واحدة منذ قدومنا إلى هنا
    Bu sırada Doğu Denizi'nin doğu ve batı kısımlarında da olsun. Open Subtitles في حين البحر الشرقي يطوق لهم في كل من الجنوب والشرق.
    Simdi... Bazi insanlar tutmaya devam ediyor... Birakmalari gerektigi halde. Open Subtitles بعض الناس يظلوا متشبثين في حين أنهم يجب أن يرحلوا.
    Oysaki o cips paketinin bu tür işlevleri gerçekleştirebilmek için yedi farklı katmanı var. TED في حين أن حقيبة رقاقة البطاطس تحتاج إلى حوالي سبع طبقات للقيام بكل تلك الأمور.
    - Neden bu kadar çok teli varken telsiz demişler ki? Open Subtitles لماذا يدعى لاسلكياً في حين يملك الكثير من الأسلاك؟ لا أعلم
    Bu şu demek oluyor; hepimizin tek bir biyografisi varken, onların birden fazla var. TED ما يعني أنه، في حين نتوفر جميعنا على سيرة ذاتية واحدة، لديهم أكثر.
    Neden diğer ülkelere tüm bu yardımlara kendimizin ihtiyacı varken yardım göndermeye devam ediyoruz? TED لماذا نستمر في إرسال مساعدات خارجية لبلدان أخرى في حين نحتاج نحن كل المساعدة التي نستطيع أن نتحصل عليها لأنفسنا؟
    Pencerenin kenarında ise bir kuzgun oturmuş benimle alay ediyordu. Open Subtitles في حين أن غراباً كان يجلس في النافذة، ساخرا مني
    Bazıları vazgeçmeyi red eder, ve acı sonlarına tutunur, bazıları ise artık dayanamayıp dramatik bir tutku krizi ile paramparça olurlar. TED بعضها يرفض الإستسلام وتصمد إلى نهاية مريرة، في حين لم يعد آخرون يستطيع التحمل فتتفتت في نوبة حماس درامية.
    diyoruz. İspanyolca konuşlar ise eylemin kaza olduğu durumlarda yapanı hatırlamıyor, yine de bunun bir kaza olduğunu daha iyi hatırlıyorlar. TED في حين أن المتحدث بالأسبانية أقل احتمالاً لتذكر من كسرها إن كان الأمر حادثًا، ولكنهم سيتذكرون أن الأمر كان حادثًا.
    Oysa bir sperm, Reynolds sayısının küçük olduğu bir ortamda yaşar. TED في حين أن الحيوان المنوي يعيش في عالم له رقم رينولدز منخفض.
    Oysa yaklaşık altı yaşımızdayken, o yoldan öğrenmeye son vermemiz söylenildi ve ondan sonra tüm öğrenimimiz öğretme yoluyla gerçekleşti, ayakta duran insanlar, şu an benim yaptığım gibi, veya bir kitap, ya da başka bir şey. TED في حين أنه في حوالي سن السادسة، قيل لنا أن تتوقف عن التعلم بتلك الطريقة، وأن كل التعلّم منذ تلك اللحظة فصاعدًا سيحدث عبر التدريس، سواء كان أٌناسًا يقفون، مثلما أفعل الآن، أو كتاب، أو شيء ما.
    Ama Bu arada İslamiyet'in Peygamberin resmedilmesini yasakladığını müvekkiliniz biliyordu. Open Subtitles في حين أن موكلكِ يدرك تماماً أن دين الإسلام يُحَرّمُ
    Bu arada, David Spade sette bir sürü arkadaş edindi. Open Subtitles في حين اخر ديفيد سبيد يكون صداقات في مكان التصوير
    Bu sırada, büyük balıkların %90'ı ve Karayip kayalıklarındaki mercanların %80'i yok oldu bile. TED في حين أنّ 90 في المئة من الأسماك الكبيرة، و80 في المئة من المرجان على الشعاب الكاريبية، سبق لها أن اختفت.
    Bir keresinde arkadaşınıza beğenmediğiniz halde saçını beğendiğinizi mi söylediniz? Open Subtitles أخبرتي صديقتك أنّ تسريحـــتها أعجبتك في حين أنّها لم تعجبك؟
    Oysaki siz hiç değişmediniz ve her zamanki kadar yakışıklısınız. Open Subtitles في حين أنكَ لم تتغيّر ولا زلت وسيماً من أي وقتٍ مضى
    Benim sihrim işe yaramazken onun işe yarayacağına mı inanıyorsun? Open Subtitles أتعتقد أنّ هذا سيجدي نفعاً في حين عجز عنه سحري؟
    Atlar önünüzde toplu geçişlerini yaparken ben de size akşam düzenlenecek muhteşem Flamingo Günü yemeğini hatırlatmak istiyorum. Open Subtitles في حين أن الخيول بدأت.. تتقاطر أمامكم اسمحوا لي أن أذكّركم..
    Ben burada yokken dışarıdan bir şey mi ısmarladınız yoksa? Open Subtitles هل الرجال أجل شيء في حين أنني لم أكن هنا؟
    Gelenekselci lider ise her zaman doğru olmayı ister, halbuki yaratıcı lider doğru olmayı umar. TED القائد التقليدي يحب دائما ان يكون على صواب، في حين أن القائد المبدع يأمل أن يكون على صواب.
    Yani, biraz öncesine gidersek, Jack'in karısı onu evin etrafında bir satırla kovaladı. Open Subtitles أعني، فقط في حين يعود، زوجة جاك طاردته حول منزله بسكين شريحة لحم.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus