Karısına iş gezisine gittiğini söylemiş bir daha geri dönmemiş. | Open Subtitles | أخبر زوجته بأنه ذاهب في رحلة عمل ولم يصل أبداً |
Bir tanesi yılan derisi elbisesini giyip iş gezisine dahi çıkıyor. | Open Subtitles | هنالك واحد كان يرتدي جلد ثعبان كبذلة ويذهب في رحلة عمل |
Hala iş gezisinde. | Open Subtitles | إنَه لا يزال مسافراً في رحلة عمل سنصوَر بدونه |
Evet bayanlar, bir iş gezisi için bir kaç haftalığına şehir dışına çıkıyorum ve burada kalıp eve ve Natali'ye bakacak birini arıyorum. | Open Subtitles | أقول, ياسيدات سأغادر البلدة في رحلة عمل, لعدة أسابيع وابحث عن من تسكن في البيت |
Oh, nişanlım uzun sürecek bir iş gezisine çıkıyor, bilirsin işte birlikte romantik bir gece geçirmek istedik. | Open Subtitles | خطيبي سيذهب في رحلة عمل طويلة لذا كما تعلم ، أردنا الحصول على ليلة رومانسية فقط نحن الاثنان |
İş seyahatine çıkmam gerektiğini söyle. | Open Subtitles | حسنا، أخبريه أنني اضطررت للسفر في رحلة عمل |
Ailene iş seyahatinde olduğumu... | Open Subtitles | أخبر والديك، أنني في رحلة عمل. |
Kocası iş gezisine çıkıyor? Gerçekten gelmek istedi. | Open Subtitles | سيذهب زوجها في رحلة عمل كانت تريد المجيء حقا |
Güya ülke dışında iş gezisine gitmiş ama sence de kulağa biraz şüpheli gelmiyor mu? | Open Subtitles | من المفترض أنه في رحلة عمل خارج البلاد و لكن هذا يثير الشكوك, ألا تظنين ذلك؟ |
Bu yüzden bu gece iş gezisine gideceğini söyleyeceksin. | Open Subtitles | و لذلك, ستقول الليلة بأنك ذاهبٌ خارج البلدة في رحلة عمل |
Geçen hafta Philadelphia'da iş gezisinde olduğunuzu söylemiştiniz. | Open Subtitles | لقد قلت انك كنت في فيلادلفيا في رحلة عمل الاسبوع الماضي |
Geçen hafta Philadelphia'da iş gezisinde miydiniz? | Open Subtitles | هل كنت في رحلة عمل في فيلادلفيا الاسبوع الماضي؟ |
Mesaj bıraktım, ama Milan'da bir iş gezisinde. | Open Subtitles | لقد تركت رسالة,لكنها في رحلة عمل إلى ميلان |
- Şu an Philadelphia'da oraya geçen ay bir iş gezisi için gitti. | Open Subtitles | أبدا؟ وقالت انها كانت في فيلادلفيا في رحلة عمل الشهر الماضي |
Bir iş gezisi için Almanya'daydı. | Open Subtitles | لقد كان في ألمانيا, في رحلة عمل |
Hayır, ben gerçekten... iş gezisi için Orlando'ya gittiğini düşünüyordum. | Open Subtitles | كلا ، كنتُ أعتقد فعلاً أنّه في "أورلاندو" في رحلة عمل -تلقّيتُ إتّصالاً |
Bir ay önce annem arayıp babamın bir iş gezisine gittiğini ve üç gündür ondan haber alamadığını söyledi. | Open Subtitles | قبل شهر، والدتي اتصلت لتخبرني أن أبي ذهب في رحلة عمل وانها لم تسمع منه لمدة ثلاثة ايام |
Gerçek şu ki, bir iş gezisine kaybettim. | Open Subtitles | الحقيقة أنني فقدتها في رحلة عمل تجاري |
Princeton'a bir iş gezisine gidiyordu ve birkaç gün içerisinde geri dönmesi gerekiyordu ama dönmedi. | Open Subtitles | كان ذاهباً في رحلة "عمل إلى "برينستون وكان من المفترض أن يعود في غضون أيام قليلة لكنه لم يفعل |
Ayrıca bir iş seyahatine çıkarsan bana emanet edebilirsin. | Open Subtitles | و اذا اضطررت للذهاب في رحلة عمل بإمكانك الإعتماد فى رعايته لكِ |
Bilirsin,yalnız evhanımı, koca iş seyahatinde. | Open Subtitles | زوج بعيد في رحلة عمل |