Bir eyalet hapishanesinde asılarak idamınızın gerçekleşeceği güne kadar tutuklu kalacaksınız. | Open Subtitles | أن تؤخذي من هذا المكان و تحتجزي في سجن الولاية حتى موعد إعدامك |
Bunu eyalet hapishanesinde yapmıştım tamam mı? | Open Subtitles | كان هناك شخصاً في سجن الولاية الأبيض، أليس كذلك؟ |
Phil'in eyalet hapishanesinde 18 ay cezaya çarptırıldığını duydum. | Open Subtitles | سمعت ان (فيل) حصل على حكم بالسجن ل 18 شهر في سجن الولاية |
Eyalet aynı zamanda Bayan Gallagher'ın eyalet hapishanesinde 90 gün hapis yatmasını öneriyor. | Open Subtitles | كذلك الولاية توصي بأن الأنسه (قالقر) تقضي 90 يوم في سجن الولاية |
İkisi ıslahevinde, kalanı da Citadel Corrections Company'nin işlettiği Texas Eyalet Hapishanesi'nde. | Open Subtitles | الباقي منهم في سجن الولاية في تكساس، التي تملكه شركة القلعة للأصلاحات. |
Çaresiz. Eyalet Hapishanesi'nde yapamayacağını biliyor. | Open Subtitles | انه يائس,يعرف انه لن يصمد في سجن الولاية |
Davis Knight, Mississippi ırksal yasalarını çiğnemekten suçlu bulundu ve eyalet hapishanesinde 5 yıl cezaya çarptırıldı. | Open Subtitles | تم إتهام (ديفس نايت) بانتهاك القوانين العازلة عرقياً الخاصة بولاية (ميسيسيبي) و تم الحكم عليه بـ 5 أعوام في سجن الولاية |
Son olarak Rudy Sheffield'ın da şüpheli olmadığı kesin çünkü uyuşturucu suçlarından Chino Eyalet Hapishanesi'ne girmiş. | Open Subtitles | و آخرهم "رودي شيفيلد" وبالتأكيد ليس الجاني لأنه يقضي عامين في سجن الولاية "تشينو" بتهم تتعلق بالمخدرات |