Tamam,Mike, üzgünüm ama ordu teknolojilerini çalmak için yardım edemem. | Open Subtitles | أوكي مايك, أنا آسف لكنني لا أستطيع المساعدة في سرقة تكنلوجيا الجيش |
Yaklaşık 10 yıl kadar önce, bir kasabada bir soygunu soruşturuyordum. | Open Subtitles | قبل حوالي 10 سنوات كنت احقق في سرقة ملجأ للأيتام |
Tren soygununda sen eğlenirken, ben bu hödüklere bakıcılık yaptım. | Open Subtitles | لقد قضيت وقتاً ممتعاً في سرقة القطار بينما أنا كنت أراقب هؤلاء الهمجين |
Araba çalmada ya da bomba yapmada pek iyi değilimdir ama.. | Open Subtitles | أنا لست جيدة في سرقة السيارات و صنع القنابل و لكنني |
Katie'yi öldüren silah 18 yıI önce bir soygunda kullanıIan silahla aynı. | Open Subtitles | المسدسالذيقتلتبهصديقتك... هو نفس المسدس الذي استخدمه أبوك في سرقة منذ 18 سنة |
Michael'ın dediğine göre siz ikiniz bir şeyleri çalma konusunda baya iyiymişsiniz. | Open Subtitles | اذا مايكل أخبرني أنكما جيدان جدا في سرقة الأشياء أنتما الاثنين |
Daha büyük bir şeyi çalmak için. | Open Subtitles | كي يساعدهم في سرقة شيئ ما اكثر اهمية |
Eminim Dr. House'un ilaç çalmak için beni nasıl zorladığını duymak onunla yatan amirinin de örtbas için ona yardım ettiğini duymak ilgilerini çeker. | Open Subtitles | كيف أجبرني د. (هاوس) على مساعدته في سرقة الأدوية وأنّ المديرة التي تمارس الجنس معه كانت تساعده على كتمان الأمر |
Benden Nigel'ın kedisini çalmak için yardım istiyorsun. | Open Subtitles | انت تطلب مني مساعدتك في سرقة قطة (نايجل) |
ARAÇ soygunu ŞÜPHELİLERİ | Open Subtitles | مطلوبين: مشتبه بهم في سرقة شاحنة تقل نقود |
Peki müze soygunu ne iş, tuzakmış, balmumuymuş? | Open Subtitles | مالذي كان في سرقة المتحف والفلين والشمع ؟ |
İki gece önce, onlarca adam bir ulaştırma konvoyu soygununda öldürüldü. | Open Subtitles | منذ ليلتين العديد من الرجال قتلوا في سرقة قافلة |
Bunlar banka soygununda uzman bir çete.Dün 7. soygunları oldu. | Open Subtitles | انهم عصابة تخصّصت في سرقة البنوك أمس كان سابع سطو مسلح لهم |
Araba çalmada ya da bomba yapmada pek iyi değilimdir ama yemek yapabilirim. | Open Subtitles | أنا لست جيدة في سرقة السيارات و صنع القنابل و لكنني أستطيع أن أعد بعض الطعام |
Ben gönderildim ve bahse girerim cazibesini kullanarak başka bir soygunda ona yardım etmen için bir hafta beklemedi. | Open Subtitles | لقد سجنت و أراهن أنه لم ينتظر أسبوعا ليغريكي لمساعدته في سرقة أخرى |
Sigara çalma konusunda hepsi birer hocadır. | Open Subtitles | -إنهم سادة في سرقة السجائر! -أيُسمح بالتدخين؟ |
Ya sen, ateş edecek misin? Buna inanıyor musun? Lütfen, treni soymakla yetinelim. | Open Subtitles | إستخدامك للمسدس أيضاً هذه المرة الأولى - أعذراني، هلا ركزنا في سرقة القطار؟ |
Buraya banka soygununu araştırmak için atandım, efendim. | Open Subtitles | تم تعييني هنا للتحرّي في سرقة مصرف آسيا، سيدي |
Cooperton ve teğmeni Oren Moss, uluslararası paralı askerler ayrıca Dubai'de banka soygununa karışmış. | Open Subtitles | كوبرتون و الملازم اورين موس هما مرتزقة دوليين تورطوا في سرقة بنك كبير في دبي |
Annesinin tablosunu çalmasına yardım ettiği adama ver diye kişisel çek mi yazdı yani? | Open Subtitles | حرر لك شيك شخصي للرجل الذي ساعده في سرقة لوحة والدته |
Ama Sally Murdoch mücevher soygunuyla bağlantılı iki adama birden yazıyormuş... | Open Subtitles | لكن سالي مردوخ كتَبَت للرجلين اللذان كانا متورطان في سرقة المجوهرات, |