Bu ise 1718'den, Karasakal'ın gemisinde bulunmuş bir dizi tıbbi araç ve gereçten bir parça. | TED | وهذه، ضمن سلسلة أدوات طبية عثر عليها في سفينة بلاكبيرد منذ 1718. |
Mickey, devrim öncesi Fransa'nın uzay gemisinde işi ne? | Open Subtitles | ميكي، وماذا تفعل فرنسا ما قبل الثورة في سفينة فضاء ؟ |
- Daha önce hiç, bir gemiye milyonlarca litre su almadım. | Open Subtitles | أنا لم أدع مليون غالون من المياه في سفينة من قبل. |
Böyle bir gemiye düşmeden önce ben bir prenstim, çoğu yönden sizden farkım yoktu. | Open Subtitles | قبل أن أسافر في سفينة كهذه كنت الأمير، في نواح كثيرة لا أختلف عنك |
Russell'ın biigisayar yeteneklerinin milyarlarca dolarlık bir gemide böyle kullanılması çok güzel | Open Subtitles | هذا مريح لنعرف أن هناك كمبيوتر لراسل . مهارات استعملت جيدا ووجدت في سفينة ببلايين من الدولارات |
Yani çok gelişmiş bir gemi ile.. | Open Subtitles | إذا، لقد سافروا نصف الطريق عبر المجرّة في سفينة متطورة للغاية |
Mickey, devrim öncesi Fransa'nın uzay gemisinde işi ne? | Open Subtitles | ميكي، وماذا تفعل فرنسا ما قبل الثورة في سفينة فضاء ؟ |
Bu Kapı, Snowdon Dağı'nın altına gömülmüş bir uzay gemisinde bulundu. | Open Subtitles | البوابة وجدت في سفينة فضائية ودفنت في سفح جبل سنودون |
Onu bir köle gemisinde bulmuş olabilirler ama kıkırdaklarının durumundan anladığım kadarıyla bu adam bir aydan kısa süre önce ölmüş ve bu bir cinayet. | Open Subtitles | ربما وجدوه في سفينة رقيق ولكن، نظراً لحالة غضروفه هذا الرجل مات قبل أقل من شهر |
Annemle evde yaşarken, Dünya'dan milyarlarca ışık yılı uzaktaki bir uzay gemisinde mahsur kalmaya geldim. | Open Subtitles | إنتقلت من العشي مع أمي فوجدت نفسي مقيداً في سفينة فضائية بعيدة ببلاريير السنين الضوئية عن كوكب الأرض |
Diğeri de buraya demir atmış bir yolcu gemisinde çalışıyormuş. Kaybolalı 1 seneyi geçmiş. | Open Subtitles | أمّا الأخرى فعملَت في سفينة رحلات رست هنا واختفت قبل عام |
Sana komuta gemisinde beklemeni söylediğimi sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت انني قلت لك ان تنتظر في سفينة القيادة |
Babam beni bir gemiye koydu ve son anda uzaklara gönderdi. | Open Subtitles | أبي وضعني في سفينة و أرسلني بعيدا في آخر لحظة |
Kaçakçılar ve hırsızlarla dolu bir gemiye, uyan biri değildi. | Open Subtitles | في سفينة مليئة بالمهربين و اللصوص لم يستطع الإندماج |
Küçük, sıcak aracın, geniş, eski bir gemiye oturmuş. | Open Subtitles | قاربك الصّغير الدّافئ مطمور في سفينة قديمة شاسعة |
Biri beş kişiyi kaçırıyor, onlara veba bulaştırıyor ve onları karaya oturacak bir gemiye koyuyor. | Open Subtitles | أحدهم يختطف خمسة أشخاص, يعرضهم للطاعون الرئوي و يضعهم في سفينة تتحرك وحدها. |
Belki de onu artık başka bir gemiye bağlama zamanımız gelmiştir. | Open Subtitles | ربما حان الوقت كي نربطه في سفينة اخري |
Bir sürü kalıplı adam tarafından yönetilmesi gereken koca bir gemide nasıl olur da bir tek o hayatta kalır? | Open Subtitles | كيف لعجوز مثله أن يكون الناجي الوحيد في سفينة لا بد أنها تحمل على متنها رجال أصحاء |
Organ nakli bekleyen zengin hastalar için bir gemide para için kurbanların organlarının alındığı ortaya çıktı. | Open Subtitles | لمرض من كبير الشخصيات يحتاج لزراعة أزيلت أعضاء الضحية في سفينة لأجل المال |
Küçük eğlence yöneticisi, bozuk bir gemide saklanıyor ve kainatın gördüğü en korkulan ırkın güvenlik sistemlerini hekliyor. | Open Subtitles | مديرة الترفيه تختبيء في سفينة مُحطمة تخترق الأنظمة الأمنية للجنس المحارب الأكثر تقدماً الذي قد رآه الكون |
Güneşe giden bir gemi üzerinde uçup bir kabini açmak istiyorsun. | Open Subtitles | تريد أن تفتح كوة في سفينة تتجه صوب الشمس ؟ |
Uluslararası bir ekibin üyesi olarak... uzay gemisi SOJUS 31'le kalkışa hazırım... 26 Ağustos 1978'de, uluslararası bir başarıya ulaştık. | Open Subtitles | أنا جاهز للانظلاق في سفينة الفضاء 31 سويوس كعضو في الفريق الدولي في 26 آب 1978 وصلنا إلى موقع دولي |
Balıkçı teknesi almayı düşünüyorum. | Open Subtitles | أفكّر في سفينة صيد. |