Orası oldukça uzaktır ve kamyonunda telefon yok. | Open Subtitles | ذلك بعيد للغاية وليس لديه هاتف في شاحنته |
Bir çiftçinin kamyonunda silah olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Bu kadar. | Open Subtitles | وأذكر أن ذلك المزارع كان يقول أن لديه مسدسا في شاحنته بهذه البساطة |
Şerifin kamyonunda daha fazla silah bulabiliriz. | Open Subtitles | رئيس لديه بعض الأشياء الكذب في شاحنته , وهناك. |
Ve, tıpkı kamyonunda bulduğumuz silah gibi, kendisi de biraz "dolu". | Open Subtitles | وعلى يبدو أنّ البندقية في شاحنته مجهّزة بالرصاص |
kamyonetinde kan ve doku bulduk. Laboratuvar sonuçlarını bekliyoruz. | Open Subtitles | وجدنا الدم والخيوط في شاحنته وننتظر النتائج المعملية |
Eli Scruggs, neredeyse bir saat kadar kamyonetinde oturdu... | Open Subtitles | "جلس (إيلاي سكرجز) في شاحنته لمدة سّاعة تقريباً،" |
kamyonunda yatmanın çok daha ucuz ve güvenli olduğunu düşünürmüş. | Open Subtitles | ظنّ أنّ البقاء في شاحنته أكثر أماناً وأرخص. |
Belki kamyonunda bulmanı istemediği başka bir şey vardır. | Open Subtitles | ربّما هناك شيئ آخر في شاحنته لا يريدكِ أن تجديه. |
Rahibin kamyonunda bunlardan vardı. | Open Subtitles | رجل الكنسية لديه واحده من هذه في شاحنته |
Dostum, kapa çeneni. kamyonunda silah taşıdığını duydum. | Open Subtitles | أسكت، سمعت بأنه يحمل مسدس في شاحنته |
Kızı, onun kamyonunda bulmadığını biliyor. | Open Subtitles | يعلم أنّكِ لم تجدي فتاة في شاحنته. |
Bu Bayan Huber'ın günlüğünü onun kamyonunda bulmadan önceydi. | Open Subtitles | هذا كان قبل أن أجد مذكرات سيدة (هوبر) في شاحنته |
Bomba onun kamyonunda. | Open Subtitles | القنبلة في شاحنته |
Branch'ın kamyonunda,kutusu ile birlikte hep 4 numara av fişekleri vardı. | Open Subtitles | كلهم من الصندوق رقم 4 الذي كان يحتفظ به (برانش) في شاحنته |
- kamyonunda çürüyor. | Open Subtitles | -يتعفّن في شاحنته |
Gavin'in kamyonetinde kimyasal bomba vardı. | Open Subtitles | (غافن) كان يملك قنبلة كيميائية في شاحنته. |
"Harley kamyonetinde böcek olduğunu biliyordu, evi bilmenizi istedi." | Open Subtitles | "عرف (هارلي) انه ثمة جهاز تنصت في شاحنته يريدكم أن تعرفوا مكان الكوخ" |