Tüm yol boyunca bagajda bunlarla mı yol adık yani? | Open Subtitles | , كنا نقود بهذه في صندوق السيارة طوال الوقت ؟ |
bagajda tenis raketi Palm Springs'ten alınmış bazı erkek kıyafetleri Cayman Adaları'ndan postalanmış bazı iş mektupları var. | Open Subtitles | مضارب تنس في صندوق السيارة ملابس رجالية عليها علامات متاجر من بالم سبرنج و رسائل تجارية عنوانها في جزر كايمان |
bagajda silah var, ve sorunum olmayacak? | Open Subtitles | توجد اسلحة في صندوق السيارة و تسألني عن المشكلة؟ |
Adamın biri evin yanında koşuyordu. Arka kapıdan geliyordu. Ceketini ve birkaç şeyi bagaja koydu ve arabasına atladı. | Open Subtitles | وعندها رأيت ذلك الشخص ، يخرج من الباب الخلفي ومن ثمّ القى بمعطفه وبعض الأشياء الأخرى، في صندوق السيارة |
Aldıklarını bagaja attı, o tarafa koştu ve sonra onu kaybettik. | Open Subtitles | وهي تنزل الأشياء في صندوق السيارة ذهبت مسرعة من هذه الناحية و هنا فقدنا أثرها |
Sonrada Onu arabanın bagajına attı ve biz sinemaya gittik. | Open Subtitles | و وضعه في صندوق السيارة و قاده الى السينما بالصندوق |
Hiçte bile, Arabanın bagajında geldiği için birazcık solmuş o kadar. | Open Subtitles | إنها لم تذبل قليلاً من جولتها في صندوق السيارة |
Bagajdaki o adamı da ben bıçaklamadım. Sen bıçakladın Hector. | Open Subtitles | ولم أطعن ذلك الرجل في صندوق السيارة أيضاً |
bagajda olduğunu bilmiyorduk. | Open Subtitles | لم يكن لدينا فكرة أنه موجود في صندوق السيارة |
Üstüne üstlük bagajda bir insan kafası vardı. | Open Subtitles | :تشريح فظيع رأس بشري يشبه كرة البولينغ في صندوق السيارة |
Cep telefonunu almışlar, kadını bagajda bırakmışlar. | Open Subtitles | أخذوا منهما الهاتف و تركوها في صندوق السيارة |
Arabayı senin çaldığını ve bagajda ne olduğunu bilmediklerini söylüyorlar. | Open Subtitles | قالوا أنك سرقت السيارة وهم لا يعلمون شيئاً عما كان في صندوق السيارة |
Kuskus tenceresini bagajda gördüm. Biliyorum. | Open Subtitles | .رأيتُ قدر الكسكس في صندوق السيارة أعرف أني رأيته |
Bu beyaz kırık parçalarının çoğu bagajda ve bazıları da çorabının üstünde bulundu. | Open Subtitles | هذه الكسور البيضاء وجدت في صندوق السيارة وبعضها وجد في جواربها |
Sonra onu bagaja attılar... ve çekip gittiler. | Open Subtitles | قذفوا بها في صندوق السيارة ثمّ انطلقوا بعيداً |
Sonra onu bagaja attılar... ve çekip gittiler. | Open Subtitles | قذفوا بها في صندوق السيارة ثمّ انطلقوا بعيداً |
Ve kendini bagaja kitler. Wow. Fakat çevrede onu bulmak için yürüyüş yapan kimse yoktu... çünkü yağmuru hesaba katmamıştı. | Open Subtitles | وحبست نفسها في صندوق السيارة ولكن لم يكن هناك متنزهون في المنطقة ليجدوها |
Ekmek kutusundan büyük, ama bagaja sığar. | Open Subtitles | صندوق أكبر من صندوق الخبز لكنه سيدخل في صندوق السيارة |
Çeyrek litre kanın arabanın bagajına nasıl geldiğini bilmiyor musun? | Open Subtitles | هل لديك فكرة عن كمية الدم في صندوق السيارة ؟ |
Cesedi, onu gönderdiğiniz evin önünde duran bir Arabanın bagajında bulundu. | Open Subtitles | جسمه وجد في صندوق السيارة أمام البيت الذي أرسلته إلى. |
- Lanet olsun, ne oluyor? -Bu herifi tanıyorum. Bu Bagajdaki herif! | Open Subtitles | أعرف هذا الشخص إنه الشخص الذي كان في صندوق السيارة |
Koruyucu ailem, tabak kırdığım için, iki gün araba bagajına kilitlemişlerdi. | Open Subtitles | لقد حبسني والدي بالتبني في صندوق السيارة ليومين عندما كسرتُ طبقاً |
Rosie Larsen'ın cesedi çalınan seçim arabalarımızdan birinin bagajında bulunmuş. | Open Subtitles | ... "لقد وجدت جثة "روزي لارسن ، في صندوق السيارة ... والتي كانت مسروقة من الحملة |
Bağlayıp bagajıma atacağım şimdi. | Open Subtitles | سأغلق فهمها و احشرها في صندوق السيارة الآن |