Bak bakalım, yolda muşamba ve çöp torbası alabileceğin bir yer var mı. | Open Subtitles | انظر لترى مكان نقف في طريقنا أحظر بعض طلاء البلاستيك وبعض الاكياس للقمامة |
Eva, acele etsen iyi olur çünkü benzin alacağız daha yolda. | Open Subtitles | ايفا، يجب أن تسرعي لاننا يجب ان نعبي بترول في طريقنا |
Hepimiz çok gezegenli bir tür olma yolunda uzaya gidiyoruz. | TED | ونذهب جميعنا إلى الفضاء في طريقنا لنصبح كائنات متعددة الكواكب. |
Yani canlı sistemlere doğru giden Yoldayız. | TED | إذن فنحن في طريقنا إلى إنشاء أنظمةٍ حية. |
Tamam, merkeze geri Geliyoruz. | Open Subtitles | نحن في طريقنا لشمال المدينة لمقابلتك بالمقهى |
Hayır. Merhaba. Hayır, biz de tam doğum günü partisine gidiyorduk. | Open Subtitles | لا, لا مرجبا لقد كنا في طريقنا إلى حفلة عيد ميلاد |
Beni aileme giden yolda izleyerek aksiliklere karşı tetikte olmanı istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن ترشدني إلى عائلتي وتظل منتبه لأي مفاجآت في طريقنا |
Yunanlar bilgeliğe giden yolda acı çekeriz derler. | TED | يقول اليونانيون: نحن نتكبد العناء في طريقنا للحكمة |
Gelirken yolda gördük. Atları çalınmış. | Open Subtitles | مررنا بها ونحن في طريقنا إلى هنا وليس لديهم جياد |
Acele edelim. yolda Harold'un çamaşırlarını almamız gerekebilir. | Open Subtitles | لعلّنا نتمكن من إحضار ملابس هارولد في طريقنا. |
Bu yüzden şu anda Vatikan Şeytan Çıkarma Okulu'na gidiyoruz. | Open Subtitles | و نحن الآن في طريقنا لرؤية مدرسة الفاتيكان لطرد الشياطين |
Bugünlerde hücre düzeyine kadar gidiyoruz. | TED | نحن في طريقنا إلى أسفل على المستوى الخلوي في هذه الأيام. |
Endüstri çağı denilen dönemden çıkıyoruz ve bilgi devrimine gidiyoruz. | TED | هذا ما نطلق عليه انتهاء عصر الصناعة ونحن في طريقنا إلى ثورة المعلوماتية. |
Gibbons'ı buraya getir. Anlaşıldı. Yoldayız. | Open Subtitles | إحضري غيوبنز هنا حسناً ، نحن في طريقنا إليك |
Peki, 95 numaralı Yoldayız ve sana doğru Geliyoruz. | Open Subtitles | حسناً، نحن في شارع 95 ونحن في طريقنا إليك |
Tamam, Geliyoruz. | Open Subtitles | أظنني أعرف من المالك السابق للأعين حسناً, نحن في طريقنا |
Orduya dönmeden önce ailesini görmeye gidiyorduk. Ona da yeni söyledim. | Open Subtitles | كنا في طريقنا لنقابل أهله قبل أن يسافر و نخبرهم الأخبار |
Eve dönerken taze çekilmiş kahve de alacağız. | Open Subtitles | و في طريقنا للمنزل سنأخذ قهوة طازجة أيضاً. |
"Sal iyi durumda. Yola devam ediyoruz ve moralimiz yüksek" | Open Subtitles | الطوف في وضع جيّد ، نحن في طريقنا والمعنويات مرتفعة |
Antikythera mekanizması elimizde ve şu an Gilboy hava üssüne doğru ilerlemekteyiz. | Open Subtitles | و في حوزتنا آلية الأنتيكيثيرا و في طريقنا إلى قاعدة جيلبوي الجوية |
Emin değilim ama Tanrı bu insanları boşuna yolumuza çıkarmış olamaz. | Open Subtitles | لست متاكدا مما اقول ولكن الرب لم يضعهم في طريقنا عبثا |
Galiba havalimanına giderken bu arabanın içinde öldük ve cehennemde sıkışıp kaldık. | Open Subtitles | أعتقد أننا توفينا ونحن في طريقنا إلي المطار نحن عاللقين في الجحيم |
Howie'yle ben bunun aptalca olduğunu düşünüyoruz, biz yüzmeye gideceğiz. | Open Subtitles | أنا وهاوي، اعتقدنا أنّه من الغباء، ونحن في طريقنا للسباحة. |
Güzelce giyiniriz, yol üstünde bir bardak şarap için dururuz, ...sonra harika bir operaya gideriz. | Open Subtitles | بإمكاننا أن نرتدي ملابسنا ونتوقف في طريقنا لشرب كأس من النبيذ ثم نذهب لمشاهدة الأوبرا الرائعة |
Gidebileceğimiz bir yer biliyorum. Yolumuzun üstünde. | Open Subtitles | اعرف مكاناً يمكننا ان نذهب اليه انه في طريقنا |
"Beyinsiz bir alışveriş yeri polisi bizi engellemeye kalkarsa onu öldürürüz" mü? | Open Subtitles | كنتما تقولان أن أي شرطي في السوق يقف في طريقنا سيتعرّض للتبخير |
Birbirimize daha yakın yaşamak zorunda kalacağız. | TED | ونحن في طريقنا للعيش أقرب إلى بعضها البعض. |