"في عائلتي" - Traduction Arabe en Turc

    • ailemde
        
    • Ailemdeki
        
    • Ailemin
        
    • ailemden
        
    • ailede
        
    • ailemizde
        
    • aileme ait
        
    ailemde iki çeşit akrabam var, ölmüş olanlar ve yaşamakta olanlar. Open Subtitles في عائلتي ..هناك نوعان من الأقارب اﻷموات والأحياء ، الأحياء :
    Bunu muhtemelen garip bulabilirsiniz, ancak benim ailemde değişik aksanlar var. TED ربما تجدون هذا غريبا في عائلتي توجد اكثر من لهجه
    Artık öğretmen olmaya çok kararlıydım, böylece ailemde bir fark yaratacaktım. TED كنت مصممة لذلك أن يكون معلم الآن حتى أنه يمكن أن فرقا في عائلتي.
    Romlu kek almak ve Ailemdeki alkol problemi yüzünden fırlatıp atmam arasında bana 17 defa çağrı bırakmana gerek yoktu. Open Subtitles لست بحاجة لاستدعائي 17 مرة بين شرائي لكعك الخمر ومن ثم إلقائه، لأن إدمان الكحول يسري في عائلتي
    - Yani, hayır hiç içmemiştim. Ailemdeki hiç kimsenin neden içmediğini öğrenmem gerekiyordu. Open Subtitles أقصد أنني لم أعتد على ذلك علي أن أدرس و لا أحد في عائلتي يشرب
    Ailemin içinde daha üniversitedeyken hapse atılan çok erkek var. TED عدد الرجال في عائلتي الذين دخلوا السجن أكبر مقارنةً بالذين التحقوا بالجامعة.
    Benim ailemden birinin öldüğünü söyleriz. Open Subtitles سأذهب معك، وسنخبرهم بأن هناك حالة وفاة في عائلتي
    Bizim ailede de hepimiz ablamı koruruz çünkü kendisi tam bir faciadır. Open Subtitles كا تعلمين , يجب علينا جميعاً حماية أختي في عائلتي لأنها كارثة
    Şanslıyım ki, ailemde mühendisler de vardı ve annem babamla birlikte ilk rol modellerimdiler. TED لحسن الحظ، كان في عائلتي مهندسين أيضاً، ومع والدي، كان هؤلاء قدوتي الأولى.
    ailemde beni cesaretlendiren erkekler var, üvey erkek kardeşlerim ve üvey kız kardeşlerim. TED حسنًا، هناك رجال في عائلتي يشجعونني على المضي قدمًا: إخوتي غير الأشقاء وكذلك أخواتي غير الشقيقات.
    Bunlar çocukluk travması örnekleri ve benim ailemde de epey olağan şeyler TED كل هذه الحالات أمثلة لصدمات الطفولة، وهي مألوفة في عائلتي.
    önemle belirteyim bunlar sadece ailemde şu anda olağan değil. TED والأهم، أنها ليست فقط مألوفة في عائلتي حاليًا.
    Bu türden mutlu olaylar ailemde pek ender oluyor. Open Subtitles هذا النوع من النخب قلما ما يشرب في عائلتي
    ailemde kuşaktan kuşağa geçen eski sözlerdir bunlar. Open Subtitles انها عبارات قديمة قيلت في عائلتي منذ القدم
    Ailemdeki hiç kimse, o aptal saatinin ne nerede olduğunu biliyor ne de umursuyor. Open Subtitles لا يعرف ولا يهتم أحد في عائلتي مكان ساعتك اللعينة
    Her gün öylece oturup sizi izliyorum, nasıl savaştığınızı, Ailemdeki herkesin nasıl savaştığını, Open Subtitles ،أنا أراقبكم يوماً بعد الآخر و أتعجّب كيف تقومون بذلك كيف فعلها كل شخص في عائلتي
    30'una kadar tamamen orijinal olan Ailemdeki tek kadın olacağım. Rahatla biraz Joy. Open Subtitles سأصبح أول امرأة في عائلتي لأبلغ الـ 30 مع أسناني الأصلية كلها
    Ailemin kadınları için. Semendirek'teki altı kız için bunu yapmalıyım. Open Subtitles من أجل كل النساء في عائلتي , من أجل ستة فتيات أخريات من ساموثريكي
    Yapmak istediğim tek şey, dört nesilden beri Ailemin olan arazide sondaj yapmaktı. Open Subtitles كل ما أردتُ دائما فعله هو التنقيب في الأرض وهذا ما كان في عائلتي منذ 4 عقود
    ailemden hiç kimse, benden izin almadan böyle birşey yapamaz! Open Subtitles . لا أحد في عائلتي يمتص الأعضاء بدون أن قول ذلك
    Bizimki gibi çılgın bir ailede büyümeyi başka kim anlayabilir ki zaten? Open Subtitles من يمكنه التفهم كيف يكون الامر ان تكبر في عائلتي المجنونه ؟
    Babam sürekli evin etrafında ıslık çalardı, ve ben bunun ailemizde iletişimin bir parçası olduğunu düşünürdüm. TED كان والدي يصفر دائما في أرجاء المنزل . فظننت أن ذلك جزء من التواصل و التخاطب في عائلتي.
    Bazen aileme ait olamayacak kadar aptal hissediyorum kendimi. Open Subtitles أحياناً أشعر أنني أغبى من أن أكون فرد في عائلتي

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus