Bir devrimin kıyısındayız... fiziksel dünyamızda bize kontrol yeteneği veren, mükemmel kontrol. | Open Subtitles | نحن على حافة ثورة التي ستمنحنا السيطرة، والتحكم الفائق في عالمنا المادي |
dünyamızda neler olacağına karar verecek az sayıda insan var. | Open Subtitles | هناك من الناس من يقررون ما الذي سيحدث في عالمنا |
O rüyaları hepimizin gördüğümüzü biliyorum dünyada olmayan çocuklarımızı görüyormuş gibi hissettiğimizi. | Open Subtitles | اعلم بأننا نملك تلك الأحلام ونشعر بأن أطفالنا في عالمنا لم يموتوا |
Bence haklılar. Bugünkü dünyada en büyük tehlike | TED | اعتقد انهم محقون اعتقد ان الخطر الذي يحيط بنا في عالمنا اليوم |
İşin aslı, dünyamızdaki fakirler her türlü şiddet sistemine kısılmış durumda. | TED | في الحقيقة، إن الفقراء في عالمنا محاصرون بمنظومة كاملة من العنف. |
Çünkü bizim dünyamıza girmek için paraya ihtiyaçları var. | Open Subtitles | لأنهم بحاجة إلى المال ليلمح نفسها في عالمنا. |
Sınıra ulaştığınızda, fiziğin ilgilendiği sorunlar, gerçek dünyadaki tüm meseleler hakkında çok az şey bildiğimizi görüyorsunuz. | Open Subtitles | حين تكونون عند الحدود ترون كل هذه المشاكل في علم الفيزياء كل هذه المشاكل في عالمنا الحقيقي |
Zamâne dünyasında, yasadışı göçmenler hakkında olumsuz tek bir şey bile söyleyemezsin gibi. | Open Subtitles | في عالمنا اليوم، لا يمكنك قول أي شيء سلبي عن المهاجرين غير الشرعين |
Ve bu benlik, sosyal dünyamızda yönümüzü bulduğumuz aracımıza dönüşüyor. | TED | وهذه الذات تصبح وسيلة لنتقل بها في عالمنا الاجتماعي. |
Bugünkü modern dünyamızda, Internet yüzünden, insanların burada konuştuğu tarz şeylerden, her şey birbirine bağlı. | TED | اليوم في عالمنا المتحضر، بسبب الأنترنيت، بسبب أصناف الأشخاص الذين تم الحديث عنهم هنا، كل شيء مرتبط بكل شيء. |
Bu teknoloji bizim mevcut dünyamızda modası geçmiş hale gelmiştir. | TED | وقد أصبحت هذه التكنولوجيا قديمة في عالمنا الحالي. |
Bunu ya sömürmeye ya da değiştirmeye mecbur hissediyorlar, bu yüzden hızlı değişen dünyamızda zayıf noktaları buluyorlar. | TED | إنهم يشعرون بأنهم مجبرين إما على استغلاله أو محاولة إصلاحه، وهكذا يكتشفون مناطق الضعف في عالمنا المتغير بسرعة. |
bir sorum daha var. Biz kendi dünyamızda sizin sahip olmadığınız şeylere sahip olduğumuzu düşünüyoruz. Fakat sizin dünyanız nasıl ? | TED | نعتقد أننا نملك أشياء في عالمنا أنت كأعمى لا تملكها، ولكن كيف يبدو عالمك؟ |
Sadece dünyada olan şeyleri anlamak hiçbir zaman yeterli değil. | TED | و لكن لا يكفي إيصال الفكرة إلى عقولكم فحسب عن الأشياء التي تحدث في عالمنا. |
Çağdaş dünyada bu ikisini birbirinden ayırmak zor. | TED | من الصعب في عالمنا المعاصر أن نفصل بين هذين الأمرين. |
Çağdaş dünyada sanatın varlık nedeni eğer bu değilse, o zaman ne? | TED | ما سبب وجود الفن في عالمنا المعاصر إذا لم يكن هذا؟ |
Size bugün kurulumun dünyamızdaki acı gerçeklerini hatırlatmak istiyorum. | TED | لذلك أريد أن أذكّركم اليوم بالحقائق المؤلمة للتجميع في عالمنا. |
Hastane koğuşundaki patırtı, dram ve ölümler arka planda kaybolurken bizim dünyamızdaki her şey yavaş ve hassas hale geldi. | TED | كل شيء في عالمنا أصبح بطيئا وحانيا حين كانت تتلاشى الجلبة، والحزن والموت في جناح المستشفى في الخلفية. |
Adam, kendi beyaz erkek haklarını bırakmayı istiyor... ikinci sınıf bir vatandaş olmak için... o zaman, hey, dünyamıza hoşgeldi! | Open Subtitles | غذا كان صاحبنا يريد التخلي عن حقوقه كرجل أبيض ليكون مواطناً من الدرجة الثانية فمرحباً بك في عالمنا |
Yani, 21. yüzyıl gençlerinin "lunch counter moment"i, bir nevi 21. yüzyılın insan hakları konusu. Çünkü iklim değişikliğinin dünyadaki adalet ve eşitliğe en büyük tehdit olduğunu söylüyor. | TED | لذلك، ومكافحة الغداء حظة للشباب في القرن ال21 - هذا النوع من القضية الحقيقية في القرن الـ21 حقوق الإنسان، لأنه قال ذلك هو التحدي الأكبر للإنسانية والعدالة في عالمنا. |
Günümüz dünyasında göçmenlerin seyahat özgürlüğünden keyif aldıkları söylenemez. | TED | المهاجرون لا يتمتعون بحرية كبيرة في التنقل في عالمنا اليوم. |
Peki bu modern dünyaya nasıl ulaştık? | Open Subtitles | كيف حققنا كل هذا النجاح في عالمنا الحديث ؟ |
Her atom, her hücre, evrenimizde olan her şeyin Diğer evrende kopyası vardır. | Open Subtitles | --كما في إقتران الجزيئات ؟ حتى الذرة , كل خلية كل كينونة في عالمنا |
İblislerin gerçekten de var olduğuna dair kanıt bulduğu konusunda çok emindi. | Open Subtitles | لقد كانت متأكّدة بأنها وجدت دليلاً على تواجد العفاريت في عالمنا |
dünyamızı istila ettiklerinde, bize saldırgan dediler. | Open Subtitles | أطلقوا علينا الغزاة ، و هم الذين أنتشروا في عالمنا |