"في عالم حيث" - Traduction Arabe en Turc

    • bir dünyada
        
    • bir dünya
        
    • hayatı vardı
        
    • olduğu bir
        
    Eşyaların ve insanların bir anda kaybolduğu bir dünyada yaşadığını görüyor... Open Subtitles وهو يرى أنه يعيش في عالم حيث تختفي الأشياء والناس فعلاً
    Nükleer savaşın gerçek bir tehdit olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Open Subtitles نحن نعيش في عالم حيث الحرب النووية تشكل تهديدا حقيقيا.
    İnternetten AK-47 alabileceğin bir dünyada neden bunun gibi bir antika kullansınlar ki? Open Subtitles في عالم حيث يمكنني شراء كلاشنكوف من الانترنت لماذا استخدم بندقية اثرية كهذه؟
    İnsanların gerçekten yapabilecekleri her şeyle görüldüğü, potansiyellerini gerçekleştirme fırsatına sahip oldukları bir dünyada yaşayabiliriz. TED يمكننا أن نعيش في عالم حيث ينظر للناس حسب قدراتهم وتتاح لهم الفرصة لتحقيق إمكاناتهم الكاملة.
    Kimsenin birbirinden bir şeyler saklamadığı bir dünya da yaşamak istediğini, biliyorum ama kabul etmelisin ki, kimse seninle aynı fikirde değil. Open Subtitles انا اعرف انكِ تريدين العيش في عالم حيث لا يوجد من يخبيء على الآخر شيئاً ولكني واجهي الامر, لا احد يتفق معكِ
    12 yaş üstü çoğu Amerikan vatandaşının herşeyi online olarak paylaştıkları bir dünyada yaşıyoruz. TED نحن في عالم حيث معظم المواطنين الأمريكيين فوق سن ال 12 يشاركون أشياء مع بعضهم البعض على الإنترنت.
    Kıtlığın tehlikeli olduğu ve bolluğun hayatta kamak demek olduğu bir dünyada evrim geçirdik. TED لقد تطورنا في عالم حيث الندرة خطيرة، والوفرة تعني البقاء.
    Onlar benim neslimin insanları, her şeyin kağıtsız olduğu bir dünyada büyüdüler ve en iyi sohbetlerimizin bazılaları bir ekran üzerinden oldu. TED هؤلاء الأشخاص هم من جيلي هذا الجيل الذي ترعرع في عالم حيث لا وجود للورق، وحيث تحدث أفضل حواراتنا أمام شاشة
    Aşağı yukarı bir amaç ortaya koymanın belge yayımlamak kadar kolay olduğu bir dünyada harika olasılıklara sahibiz. TED في عالم حيث إنشاء شيء هو بسهولة طباعة وثائق، لدينا إمكانيات جديدة مدهشة.
    Engelli olmanın özel değil normal kabul edildiği bir dünyada yaşamak istiyorum. TED أريد حقًا أن أعيش في عالم حيث تكون الإعاقة ليست هي الإستثناء بل الشيء الطبيعي
    Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki veri toplama işi günün 24 saati, haftanın yedi günü, yılın 365 günü yapılıyor. TED نحن نعيش في عالم حيث جمع البيانات يحدث على مدار 24 ساعة في اليوم، سبعة أيام في الأسبوع، 365 يومًا في السنة.
    Öyle ki, sekiz yaşındaki kızımın sadece siyahi bir başkanı bildiği bir dünyada yaşıyoruz. TED نعيش في عالم حيث ابنتي ذات الثمان سنوات تعرف رئيساً أسوداً فقط.
    GSYİH'nın küresel ekonomide başarının ölçüsü olduğu bir dünyada yaşıyoruz. TED نحن نعيش في عالم حيث الناتج الإجمالي هو مؤشر النجاح في الاقتصاد العالمي.
    Şamanların kendi ormanlarında yaşadığı, kendilerini ve bizi, gizemli bitkileriyle ve kutsal kurbağalarıyla iyileştirdiği bir dünyada yaşayalım. TED دعونا نعش في عالم حيث يعيش المطببين في هذه الغابات ويعالجون أنفسهم ونحن بنباتاتهم السحرية وضفادعهم المقدسة.
    Biz tecavüzcülerin %99'unun yanına kaldığı bir dünyada yaşamak zorunda değiliz. TED ليس علينا العيش في عالم حيث ينجو فيه ما يقارب ٩٩ في المئة من مرتكبي جرائم الإغتصاب من العقاب.
    Ama hâlâ derinizin renginin sadece ilk izlenim vermekle kalmayıp sizinle ilgili akılda kalan son şey olduğu bir dünyada yaşıyoruz. TED ولكن ما زلنا نعيش في عالم حيث أن لون بشرتنا لا يعطي الانطباع الأول فقط، ولكن انطباعاً يدوم الى الأبد.
    Pek çok insanın başkaları hakkında peşin hükümlü ve uç fikir sahibi olduğu bir dünyada yaşıyoruz, onlar hakkında pek bir şey bilmeden. TED نحن نعيش في عالم حيث يتمسك الكثيرون بآراء مطلقة وأحيانًا متطرفة عن الآخرين بدون معرفة الكثير عنهم.
    Kızlara boşuna tecavüz edilmediğini öğreten bir dünyada büyümüştüm. TED لقد نشأت في عالم حيث يتعلّم الفتيات أنّهن يُغْتصبن لسبب ما.
    İçenlerin ve içmeyenlerin birlikte mükemmel bir uyum ile yaşadıkları bir dünya. Open Subtitles في عالم حيث المدخنون وغير المدخنين يعيشون سوية في إنسجام مثالي.
    Küçücük bir zayıflığın bile kötüye kullanıldığı zor bir iş hayatı vardı. Open Subtitles كان يعمل في عالم حيث يمكن أن يستغل أي ضعف

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus