Altın benekler, Odin'in dişi hizmetkarları gibi... onun zümrüt yeşili gözlerinin derinliklerinde uçuşurdu. | Open Subtitles | أتذكر نقاط ذهبية براقة ترقص مثل محاربين ناريين شجعان في عمق عيناها الزمردية |
# Derinliklerde, kalbimin derinliklerinde # # isa'ya sevgim kalbimin derinliklerinde # | Open Subtitles | في عمق قلبي، في عمق قلبي لدي حب المسيح في عمق قلبي |
Taliphus 8, Ferrous'un kontrolünde bulunan... bölgenin derinliklerinde bir yerde. | Open Subtitles | يقع تاليفوس 8 في عمق الأراضي التي تسيطر عليها فيروس. |
Yüz yıl kadar önce okyanusun dibinde buldum onu. Yo... | Open Subtitles | لقد وجدتها في عمق المحيط قبل ما يقارب المئة عام |
Kalıcı dişlerin, sen bebekken çene kemiğinin dibinde şekillenmeye başlar ve yaşadığın çevreden bazı belirli izotoplar edinir. | Open Subtitles | عندما كنتِ رضيعة, فإن أسنانكِ الدائمية كانت تتطور في عمق عظم الفك و تحبس مركبات معينة |
Ya okyanusun dibindeki bir denizaltında ölürsen? Yüzme bilir. | Open Subtitles | وماذا إن مت في غواصة في عمق المحيط؟ |
Çatal zıpkınım ses hızıyla aşık atabilir. Ta gökyüzünden okyanusun dibindeki bir balinayı delip geçebilir! | Open Subtitles | حربوني في سرعة الصوت، وبوسعه طعن حوت في عمق المحيط حتّى من السماء! |
Onlar Kongo'nun balta girmemiş ormanlıklarının derinliklerinde yaşıyorlar, ve bu yüzden onları incelemek çok zor. | TED | انهم يعيشون في عمق ادغال الكنغو ومن الصعب جداً القيام باجراء دراسات عليهم |
Bunun cevabı kültürel tarihimizin derinliklerinde gizli. | TED | إجابة واحدة سنجدها في عمق التاريخ الثقافي. |
Fakat muhtemelen bilmediğiniz şey, okyanusun çok derinliklerinde volkanik patlamaların olduğu. | TED | أن في عمق المحيط وفي المناطق العميقة جداً من المحيط توجد ثورات بركانية. |
ama sebat ettim ve 25 yıl önce, nihayet ormanın derinliklerinde bazı deneyler yaptım. | TED | ولكني ثابرتُ، وأجريتُ في نهاية المطاف بعض التجارب في عمق الغابة، قبل 25 عامًا. |
Onun rahminin derinliklerinde, bir tavşan gibi yumuşağım; | Open Subtitles | نطفة عالقة في عمق رحم أمي ناعمة كفرو أرنب |
Allahın cezası kokuşmuş cesedi cehennemin derinliklerinde yansın. | Open Subtitles | في عمق نار الجحيم اشكرك لافكارك اللطيفه جيوسيب |
Borneo ormanlarının derinliklerinde de bazı bitkiler rüzgârı tohumlarını yaymak için kullanır ama tamamen farklı bir şekilde, tohumlarına kanatlar vererek. | Open Subtitles | في عمق غابات جزيرة بورنيو بعض النباتات تستخدم الرّياح لتنشر بذورها ولكن بطريقة مختلفة تماما بإعطاء بذورها أجنحة |
Kas gücü tek başına modern çağa giden yolu açamaz ama Dünya'nın derinliklerinde gizli bir dönüm noktası bulunuyor. | Open Subtitles | قوة العضلات لا تمهّد وحدها للعصر الحديث. لكن هناك نقلة مدفونة في عمق الأرض. |
# Kalbimin derinliklerinde neseliyim, neseliyim, neseliyim. # | Open Subtitles | لديّ الفرح, الفرح، الفرح, الفرح, في عمق قلبي |
Maktülün vücÃ"dunun hali Eric ile aynı durumda, ve kafatasının dibinde bir delik yarası var. | Open Subtitles | حالة جثة الضحية كانت بالتمام كإريك و كان لديه ثقب في عمق جمجمته |
Peki, bu deniz dibinde yapılan maden çalışmalarının çevreye etkiler neler olacak? | Open Subtitles | ما هي النتائج البيئية ... النهائية للتعدين بهذه المنافس الحرارية في عمق البحر؟ |