"في غرفة الطعام" - Traduction Arabe en Turc

    • yemek odasında
        
    • yemek salonunda
        
    • yemek odasındaki
        
    • Yemek odasına
        
    • Yemekhanede
        
    Mutfakta rom kokteyli ve yemek odasında da Meksika salatası var. Open Subtitles هناك بعض شراب الروم في المطبخ وبعض السلطة في غرفة الطعام
    Biliyorum. Oysa sadece yemek odasında herkese gösterdin. Open Subtitles انا اعلم, لم تفعل الا انك تعريت في غرفة الطعام
    Bir iple öldürülmüş, yemek odasında ölü bulunan bir kadındı. Open Subtitles تلك المرأة وجدت مقتولة في غرفة الطعام بإستخدام حبل
    Akşam yemeği, saat 8:00 de, özel yemek salonunda. Open Subtitles العشاء يقدم في تمام الساعة الثامنة في غرفة الطعام الخاصة
    yemek odasındaki Profesör Plum'du, bir iple öldürmüş. Open Subtitles من قام بها هو البروفيسور بلام في غرفة الطعام وسلاح الجريمة هو الحبل
    İsterseniz içkilerinizi buraya bırakıp Yemek odasına geçebilirsiniz. Open Subtitles إن أردتم, بإمكانكم ترك الشراب هنا والإنضمام إلينا في غرفة الطعام مذهل
    yemek odasında vızıldama sesini duyduğumuzda "o olamaz" demiştiniz. Open Subtitles لكن عندما سمعتِ ذلك الطنين في غرفة الطعام قلتِ : لا يمكن
    Ve şu anda yemek odasında. Open Subtitles و هي في غرفة الطعام الآن نعرف أن الجريمة
    Ve neden bilmiyorum, baba yemek odasında yere düşmüş olarak. Open Subtitles ومهما كان الوالد ينتهي كل يوم في غرفة الطعام
    Mike yemek odasında konuşmamız lazım. Yepyeni bir bisiklete ne dersin? Open Subtitles . مايك" أريدك في غرفة الطعام" هل تريد دراجة جديدة ؟
    Nora, neden yemek odasında altı kişilik servis var? Open Subtitles نورا ، لمَ هناك ست مقاعد في غرفة الطعام ؟
    Böyle bir partide yemek odasında hizmetçi istemiyorum. Open Subtitles إنني حقاً لا أود أن أحظى بخادمات في غرفة الطعام بحفلة كهذه
    Kıskanç eşin, yemek odasında bipiridil herbisiti varmış. Open Subtitles الزوجة الغيورة في غرفة الطعام مع مبيد للأعشاب الضارة
    İkinci kat yemek odasında, Batı Salonu'nda ve başkanın yatak odasında termal alarmlar çalıştı. Open Subtitles تلقينا إنذارات حريق في غرفة الطعام بالطابق الثاني في الجناح الغربي و في غرفة نوم الرئيس.
    Badem yağlı tostunuz da yemek odasında hazır. Open Subtitles و خبزك المحمص مع زبدة اللوز موجود في غرفة الطعام
    yemek salonunda eksiğim var. Seni serviste kullanabilirim. Open Subtitles هناك عجز في غرفة الطعام وستعمل في هذه الغرفه
    Majesteleri, Büyük Kontes sizi yemek salonunda bekliyor. Open Subtitles فخامتك الكونتس لنجراد ينتظرك في غرفة الطعام
    Ana yemek salonunda sigara içilmemesi hakkında yeni bir kural var. Open Subtitles هناك لوحة جديدة لمنع التدخين في غرفة الطعام الرئيسية
    yemek odasındaki prizi tamir etmen gerekiyor. Open Subtitles أريد منك أن تُصلح فيش الكهرباء في غرفة الطعام
    Şimdi ben diyorum ki Bayan Scarlet yemek odasındaki bıçaklı katildir. Open Subtitles الآن سأفترض و اقول أن الآنسة سكارليت هي القاتلة في غرفة الطعام بواسطة السكين
    O yemek odasındaki ilk sarhoş sen değildin, buna emin olabilirsin. Open Subtitles لم تكن أول ثملٍ في غرفة الطعام تلك، يمكنني أن أؤكد لك
    - Yemek odasına giriyoruz. Open Subtitles كن حذرا الان نحن في غرفة الطعام صحيح؟
    Yemekhanede oturduk ve tartıştık Başka hangi olaylar gerçekleştikleri tarihte söylenebilir TED لذا جلسنا في غرفة الطعام وناقشنا ما القصص الأخرى التي تستطيع الحديث عنها بينما هي في طور النشوء؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus