Evet. bir anda kemiklerindeki tüm etleri eritebilir. | Open Subtitles | أجل، يُمكنه إذَابة لحمك عن عظامك، في غمضة عين |
Fiziksel görünümünü bir anda değiştirebilir. Bunu alışkanlık hâline getirdi. | Open Subtitles | كان قادرًا على تغيّر شكلة في غمضة عين حتى أصبحت تلك طبيعته |
Ama işte, hayatımın bir anda nasıl değiştiğinin hikâyesi bu. | Open Subtitles | لكن هذه القصّة تتمحور حول كيف تغيّر هذا في غمضة عين |
göz açıp kapayana kadar vakit geçti ve de spor şenliği sabahı geldi. | Open Subtitles | وهكذا، مضى الوقت في غمضة عين وجاء صباح يوم المهرجان الرياضي |
Her şey göz açıp kapayana kadar değişir. | Open Subtitles | .كل التعرجات ستختفي في غمضة عين |
Çok hızlılar, göz açıp kapayıncaya kadar içeri girmiş olurlar. | Open Subtitles | لقد حدث هذا بسرعة شديدة لقد رحلوا في غمضة عين |
Bir bilim insanı olarak, her zaman bu yansımayı ölçmek istedim; ötekini anlamaya dair olan bu anı, göz açıp kapayıncaya kadar gerçekleşen hissiyatı. | TED | كعالم, لطالما أردت قياس هذا الصدى, هذا الإدراك للآخر الذي يحدث سريعا جدا, في غمضة عين. |
Yani, hiçlik, bir göz kırpma zamanı içinde tiryonlarca kere görünen ve kaybolan sanal parçacıkların kaynaşan yığını olarak görünmektedir. | Open Subtitles | على ما يبدو، العدم هو في الواقع كتلة تغلي من الجسيمات الافتراضية، تظهر وتختفي تريليونات المرات في غمضة عين. |
İçlerinden biri tavşanın kuyruğunu ısıracak kadar ona yaklaşıyor ama tavşan yönünü bir anda değiştirebilir. | Open Subtitles | ..أحد الذئاب اقترب بما يكفي لقضم ذيل الأرنب لكن الأرنب يستطيع تغيير اتجاهه في غمضة عين |
Buralarda işler bir anda tersine dönebilir. | Open Subtitles | هنا يمكن للأمور أن تسوء في غمضة عين |
Ve bir anda 25 adamım öldü | Open Subtitles | ثم في غمضة عين قُتل رجالى ال 25 |
bir anda kemiklerindeki tüm etleri eritebilir. | Open Subtitles | سوف يذيب اللّحم عن عظامك في غمضة عين |
Babam öldürüldü annem, abim hepsi bir anda yok oldu senin emrettiğin dron saldırısı yüzünden. | Open Subtitles | لقد قُتل والدي... ووالدتي وأخي... لقوا حتفهم جميعاً في غمضة عين |
Şehirleri göz açıp kapayana kadar yok edebilir. | Open Subtitles | مدن سوف تختفي في غمضة عين |
Bu adım, göz açıp kapayıncaya kadar halledilmelidir. | Open Subtitles | هذا البرنامج الدراسي يجب أن يتم في غمضة عين |
Bütün o başarı, onca emek ve onca yıl göz açıp kapayıncaya kadar gitti. | Open Subtitles | كل هذا الإنجاز، كل هذا العمل الشاق طوال تلك السنوات انتهت في غمضة عين لا أقصد التلاعب بالألفاظ |
Benim gibi insanlar göz açıp kapayıncaya kadar 18.000 şey düşünebilirler. | Open Subtitles | أشخاص مثلي يمكنهم حساب 18 ألف شيءٍ في غمضة عين. |
Supermen dunyanın Çevresinde uçabilir hem de göz kırpma zamanı içinde. | Open Subtitles | يمكن أن يطير "سوبرمان" حول الكوكب كله في غمضة عين |