Ah, bu arada, sen yokken yarınki tertibin idaresi için seni seçtik. | Open Subtitles | . بالمناسبة ، في غيابك رشحناك للإشراف على صناعة أدوات الترفيه غدا |
Efendim, siz yokken, müdürlük yetkilerinizi devraldığımı farz edebilir miyim? | Open Subtitles | سيدي , في غيابك ينبغي علي أن أقوم بواجبات المدير؟ |
Buffy, sen yokken biz oturup konuştuk senin ne yapacağınla ilgili. | Open Subtitles | بافي , لقد كان بعض النقاش في غيابك حول ما ستفعلينه الآن |
Yokluğunda romantik hayatım çok daha iyi gitti. | Open Subtitles | في غيابك حياتي الرومانسية أخذت منحى نحو الأفضل |
Yaptıklarına katlanamıyor olsam bile Yokluğunda ben de katlanılmaz işler yapar oldum. | Open Subtitles | بالرغم من أنني أبغضك لأجل تصرّفاتك فإنّ تصرّفاتي في غيابك أصبحت مبغضة مثلها |
O zaman yokluğunuzda kamu işlerinin daha da çok incelenmesi için izninizi rica ediyorum. | Open Subtitles | اطلب موافقتك اذن في غيابك للتحقيق في مكتب الأشغال العامة اكثر من السابق |
İyi, sen yokken, Toshiko' nun aklına güzel bir fikir geldi. | Open Subtitles | حسناً ، في غيابك راودت توشيكو فكرة عظيمة |
Merak etme, sen yokken şirket işlerini ben hallederim. | Open Subtitles | حسنا, لا تقلق سأحافظ على الشركة في غيابك |
Belki gidemem diye düşünüyorsundur, sen orada yokken her şey mahvolursa diye. | Open Subtitles | "ربما تظن أنّ رحيلك غير ممكن خوفًا من تداعي البلدة في غيابك." |
Biz sen yokken senin hakkında konuşmaya cesaret ediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتجرأ على الحديث عنك في غيابك |
Soytarı taklidinizi çok güzel yaptı siz yokken. | Open Subtitles | المهرج كان يقوم بعرض مضحك في غيابك |
Sen yokken burada çok şeyler oldu. | Open Subtitles | الكثير من الأمور حدثت في غيابك |
Sen yokken, ne derdimiz vardı ne tasamız. | Open Subtitles | لم يكن هناك أية مشاكل في غيابك |
Endişen evin için olmalı ve senin Yokluğunda neler olduğuna. | Open Subtitles | يجب القلق لديك لمنزلك وما أصبح منه في غيابك. |
Demek istediğim o ki, bu yükümlülüğü kaldırabileceğini hissetmiyorsan Yokluğunda istasyonu seve seve gözetirim. | Open Subtitles | أنا أشعر بأنك لا تلبي بالكامل هذا الإلتزام ويسعدني المتابعة في غيابك |
Döndün mü oğlum? Bak senin Yokluğunda neler oldu? | Open Subtitles | اعدت يا بني ارايت ما حدث في غيابك |
Bai Hu ve Zhu Que Yokluğunda idareyi alacaklardır. | Open Subtitles | "و "باي هو" و" زهاي هو سوف يتوليان القيادة في غيابك |
Her neyse, senin Yokluğunda Zoom daha da güçlendi, daha da hızlandı. | Open Subtitles | حسناً، أياً كانت المشكلة في غيابك (زووم) أصبح أكثر قوة وأكثر سرعة |
Senin Yokluğunda kazanmak için Kaydu'ya bir oy lazım. | Open Subtitles | لا يحتاج"كايدو"إلا إلى صوت واحد للفوز في غيابك. |
Biber bahçeden geliyor. Bahçe yokluğunuzda bile sağlam büyüyor. | Open Subtitles | الفلفل محصود من الحديقة، والحديقة تزداد قوّة حتّى في غيابك. |
Ne de olsa yokluğunuzda birinin komutayı eline alması gerekiyordu. | Open Subtitles | الهابط) أمر بذلك) رغم ذلك ، في غيابك كان لابد أن يتولى القيادة أحد |