"في فراشه" - Traduction Arabe en Turc

    • yatağında
        
    • yatakta
        
    • yatağını
        
    yatağında sızdın ve bir şey olmadı. Open Subtitles أنتِ في حال سيء في فراشه و لم يحاول أن يفعل شيئاً؟
    Tabii göremezsin anne.şu anda gece.o Büyük bir olasılıkla evde,yatağında uyuyor. Open Subtitles بالطبع لا ، أمي ، نحن بالليل ، ربما يكون نائما في فراشه
    Oğlun o gün otobüste, okulda ya da yatağında da ölebilirdi. Open Subtitles ابنكِ كان ليموت ذلك اليوم في الحافلة، في المدرسة، أو راقداً في فراشه
    Gündüz, biri duvar dibinde... bir diğeri yatakta olabilir. Open Subtitles وفي الصباح التالي، قد يدير أحدهما وجهه للآخر المندس في فراشه
    Bir keresinde çocuğun birini, yatağının çarşaflarını hiç değiştirmeden on gün aynı yatakta yatırmışlar. Open Subtitles في مرة من المرات، أحد الفتيان تبول في فراشه فعاقبوه بالنوم في نفس الشرشف لمدة عشرة أيام
    yatağını öyle ateşe vermesi hala sır. Mum yanarken uyumuş. Open Subtitles أنه لأمر غامض كيف أنه لم يحترق في فراشه.
    yatağında küçük bir delik açıyorsun ve içine koyun gübresi dolduruyorsun. Sonra deliği dikip, yatağını yeniden yapıyorsun. Open Subtitles تفتح فتحة صغيرة في فراشه وتضع روث الأغنام بداخلها ثم تَخِيطها وترتب فراشه
    Yoksa aklını başına devşirip yatağında, güvende kalmayı mı seçti? Open Subtitles أم هل جاء كي يتحسس او يبقي في فراشه الدافيء الأمن ؟
    Bu sabah oğlunun yatağında bir kızın tansiyonu yükselmiş gibi duruyor. Open Subtitles أعتقد أن فتاة انتهى بها المطاف في فراشه هذا الصباح
    Sanırım ertesi sabah yatağında ölü bulunan bir misafiri unutmam mümkün değil. Open Subtitles أظن أني أتذكر أي ضيف وُجد ميتًا في فراشه في الصباح
    - Hadi ama. Kaybolmadan önceki gece, onun yatağında iki kişi uyudu ve eminim onlardan birisi sendin. Open Subtitles الليلة التي سبقت إختفائة ، إثنان ناما في فراشه وأراهن أن أحدهم هو أنتِ
    Acılar içinde yatağında yatarken Tanrının nerede kaldığını merak ediyordu. Open Subtitles و أعتاد الاستلقاء في فراشه و الألم ينهشه متسائلاً أين الرب من هذا؟
    Senin kahramanın hayatının son sekiz ayını yatakta, beslenme tüpüyle geçirdi. Open Subtitles بطلك، قضى الثماني أشهر الاخيرة له من حياته في فراشه مستعيناً بأنبوب تغذية
    Sonunda evine, çiftliğine göre döndüğünde ise karısını yatakta kendi kardeşi ile yakalamış. Open Subtitles ولمّا عاد لوطنه أخيرًا، لمزرعته، فوجدها في فراشه مع شقيقه.
    Abin hala kız kardeşinle yatakta mı? Open Subtitles أما زال أخيك في فراشه مع أخته؟
    İki çocuktan birini yatakta vuruyorum. Open Subtitles أردي أحد الصبيين بالرصاص في فراشه
    Mario yine yatağını ıslattı. Open Subtitles ماريو تبوّلُ في فراشه ثانيةً.
    O yatağını ıslatıyor. Open Subtitles هو يَتبوّلُ في فراشه.
    Guy 12'sinde hala yatağını ıslatıyordu. Open Subtitles (غاي)، كان يتبول في فراشه و عمره 12

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus