Eve döndüğümde karım beş paralık, dar kesim pantolon giyen bir kuşbilimciyle bir teknede yaşıyordu. | Open Subtitles | بينما كانت زوجتي في البيت تتسكع مع عالمي طيور يعيشان في قارب |
bir teknede yatsaydı 100'ü görürdü. | Open Subtitles | اما اذا كان مستلقيا في قارب لعين كان ليعيش حتى ال 100 |
"gemide, trende değil. Keçiyle değil. Yağmurda değil." | Open Subtitles | "ليست في قارب, ليست على متن قطار" "ليست مع معزة, ليست تحت المطر" |
Sürat teknesine ya da sandala falan. | Open Subtitles | لم أكن في قارب إبحاث من قبل قارب آلي , قارب شراعي |
Şu Papa ile Raquel Welch'in cankurtaran teknesinde kalmaları falan. | Open Subtitles | أعني، البابا وراكيل ويلتش في قارب النجاة. |
Düğünden iki hafta önce bir tekneye binip gidecek misin yani? | Open Subtitles | ماذا ؟ هل تريدين أن تبحري بعيدا في قارب قبل أسبوعين من حفل الزفاف ؟ |
- Hey, dinle. 65 kişilik kayıkta neden yaklaşık 20 kişi var? | Open Subtitles | أوَتضع ما يقارب 20 مسافراً في قارب اُعدَّ لـ 65 مسافراً؟ |
Beni gemi turuna goturme gibi bir niyetin yok senin! | Open Subtitles | لم تكن لديك نية لأخذي في قارب... |
Bekle. Lemon Breeland bir teknede mi yaşıyor? | Open Subtitles | مهلا , مهلا , ليمون بيرلاند تقيم في قارب ؟ |
Kalp atışı hızlanmıştı ama belki çıktığın kişi bir teknede yaşıyor diye gerilmişti. | Open Subtitles | حسناً، ضربات قلبه تتسارع ولكنك، تعلمين ربما كان متوتراً لأنك تخرجين مع شابٍ يعيش في قارب |
Gelip beni levrek dolu bir teknede bulmaları ve yalvarmaları gerekecek! | Open Subtitles | سيكون عليهم أن يجدوني في قارب مليء بأفراخ السمك، ويتوسلوا إلي! |
Korsak tekneye yanaşan bir şey olmadığını söylemişti. O halde yakınlardaki başka bir teknede bekleyen bir suç ortağı vardı. | Open Subtitles | إذاً هناك شريك في قارب آخر حول المكان. |
- Gerçekten de bir teknede mi yaşıyorsun? | Open Subtitles | . إذاً انت حقاً تعيش في قارب ؟ |
İşim de yok ve bir teknede yaşıyorum. | Open Subtitles | لا، وليس لدي عمل وأعيش في قارب |
- Hayır, aynı gemide değiliz. Biz aynı gemideydik. | Open Subtitles | نحنُ في قارب وهو في قارب الجثث |
Hepimiz batmaya mahkum bir gemide yol alıyoruz. | Open Subtitles | نحن جميعا نركب في قارب مقدر له الغرق |
Bataklık teknesine binmiş olacağız haberin olsun. | Open Subtitles | سنذهب في قارب هوائي |
Saat 7:00'de Billy'nin teknesine bakacağım. | Open Subtitles | سوف أذهب للنظر في قارب (بيلي) في الساعة السابعة تماماً. |
Evet arkadaşının teknesinde yattık. | Open Subtitles | أجل فعلت لقد ترافقنا وقمنا بالجنس في قارب صديق |
Yani katil, Adam'ın teknesinde saklanıp denize açılmasını beklemiş. | Open Subtitles | إذاً القاتل اختبأ في قارب آدم انتظر حتى يصبح آدم في عرض البحر |
Bize yardım et, sizi Meksika'ya giden bir tekneye bindireyim. Öldürmek mi? | Open Subtitles | ساعدونا في ذلك، وانا اتعهد بأن أضعكم في قارب مسافر للمكسيك |
Ne bileyim, bir tekneye binip sağa sola göz atmak yani. | Open Subtitles | التجول في قارب ومشاهدة الأشياء |
Çünkü okyanusun ortasında bir aile kayıkta mahsur kalsa ebeveynlerden biri kürek çekmek zorundadır. | Open Subtitles | لأنه لو كنا عائلة عالقة في قارب النجاة في وسط المحيط أحد الوالدين لربما يريد الاستمرار في التجديف |
Beni gemi turuna götürme gibi bir niyetin yok senin! | Open Subtitles | لم تكن لديك نية لأخذي في قارب... . |