"في قديم" - Traduction Arabe en Turc

    • Bir varmış bir
        
    • Evvel
        
    • bir zamanlar
        
    Bir varmış, bir yokmuş, onur ve adaleti seven, her zaman doğruyu söyleyen küçük cesur bir fare yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان، كان هنالك فأر صغير شجاع أحب الشرف والعدالة ودائماً يقول الصدق
    Bir varmış bir yokmuş, eskiden 10-11 yaşlarında bir çocuk varmış. Open Subtitles في قديم الزمان، كان هناك شاب في الـ10 أو الـ11 من العمر،
    Bir varmış bir yokmuş, kalbi iki kısma ayrılmış güzeller güzeli bir kraliçe yaşarmış. Open Subtitles مرة في قديم الزمان عاشت ملكة جميلة و التي قلبها كان مكسورا الى نصفين
    Evvel zaman içinde, kocaman bir sarayda bir prenses yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان، كانت هناك أميرة التي عاشت في مكان
    Evvel zaman içinde, güzel bir fener bekçisi varmış. Open Subtitles حَسناً، في قديم الزمان، كان هناك مراقب فنار جميل.
    bir zamanlar, Uzaklardaki Krallık'ta kral ve kraliçe güzel bir kız bebeğe kavuştu. Open Subtitles في قديم الزمان في مملكة بعيدة جداً جداً الملك والملكة رزقوا بطفلة جميلة
    Bir varmış bir yokmuş küçük bir serçe varmış Kış için güneye uçarken soğuktan donmuş ve yere düşmüş. Open Subtitles في قديم الزمان... ... كانهناكعصفورصغير بينما كان يطير جنوبا هربا من الشتاء تجمد من البرد
    Bir varmış, bir yokmuş... Uzun uzun zaman önce... Open Subtitles في قديم الزمان منذ زمن طويل طويل جداً
    "Bir varmış, bir yokmuş her zaman elindekinden fazlasını isteyen bir küçük çocuk varmış ama bir gün, sonunda büyüdüğünde fark etmiş ki zaten istediği her şeye başından beri sahipmiş." Open Subtitles "في قديم الزمان, "كان هناك ولد صغير والذي أراد دوما "أكثر مما يملك
    Bir varmış bir yokmuş, çok çok uzaklarda bozuk bir tuvalet varmış bana neden senden hoşlandığımı sormuştun. Open Subtitles في قديم الزمان, في عطل المرحاضبعيداً,بعيداً... . أتذكر عندما سألتني لماذا أحببتك؟
    Bir varmış bir yokmuş... küçük bir serçe varmış... Open Subtitles في قديم الزمان... ... كانهناكعصفورصغير
    "Bir varmış, bir yokmuş güçlü bir savaşan kurbağa varmış. Open Subtitles في قديم الزمان كان هناك ضفدع
    İşte sana bir hikâye: "Bir varmış, bir yokmuş", Randy kapa çeneni! Open Subtitles اليك قصة "في قديم الزمان صمتَ (راندي)، النهاية"
    Evvel zaman içinde çok, çok uzaklarda, bir İngiliz Şatosunda Prens adında, son derece şımarık bir şahsiyet yaşarmış. Open Subtitles في قديم الزمان في قلعة إنجليزية في مكان بعيد جدا عاشت هناك شخصية بارزة ومدللة تدعى
    Evvel zaman içinde bir zamanlar bir eğri, bir de doğru ağaç varmış. Open Subtitles كان يامكان في قديم الزمان كان هناك شجرة معقوفة وشجرة مستوية
    Uzun zaman Evvel buradan dönen biri ayda bu şarkıyı söylerdi. Open Subtitles في قديم الزمان... كانت هناك امرأة من... الأرض تغنّيها على القمر
    "Evvel zaman içinde dilek dilemek hâlâ bir işe yarıyorken tüm kızları da çok güzel olan bir kral yaşarmış Open Subtitles في قديم الزمان عندما كان الأمنيات لا تزال تُجدي نفعًا كان يحيا ملك
    Evvel zaman içinde, uzaklardaki Siam krallığında, Open Subtitles [راوي] في قديم الزمان ومنذ عهد بعيد، فيالمملكةِالبعيدةِلسيام،
    Pekala, bir zamanlar küçük cesur bir fare yaşarmış dediğimizi hatırlıyor musunuz? Open Subtitles حسناً، تتذكرون عندما أخبرناكم في قديم الزمان، كان هنالك فأر صغير الشجاع؟
    Bana dedi ki, bir zamanlar dünyadaki bütün hayvanlar birdi. TED قال لي، في قديم الزمان كانت جميع حيوانات الأرض حيوانًا واحدًا.
    bir zamanlar çok güzel ıslık çalan bir prenses vardı. TED كان هنالك في قديم الزمان أميرة جميلة تصفر في كل الاوقات

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus