Zor anlarda, tehlike, fiziksel uzaklık anlarında, aslında kimse yalnız değil. | TED | إنه في لحظات المعاناة، الخطر والتباعد الاجتماعي، لا أحد وحده أبداً. |
Böyle anlarda, ailesinin seyretmiyor olmasını dilersiniz. | Open Subtitles | في لحظات كهذه نأمل ألا تكون عائلته تشاهد هذا |
Aşağıya inip size getirdiğim iki hikayeyi anlatmam lazım, bir dakika içinde görüşeceğiz. | Open Subtitles | أنا فقط بحاجة للنزول طابقين للوصول لكم ساراكم في لحظات |
Çünkü birkaç dakika içinde pişmanlık olmayacak ya da vicdan azabı | Open Subtitles | لأنه في لحظات قليلة لا يشعر بأي ندم أو الندم |
Üzerinde herhangi bir korumalı giysi olmadan bir insan yüzeyinde Saniyeler içinde ölür. | Open Subtitles | إذا وقف شخص على سطحه بدون حماية، فإنه سيموت في لحظات. |
Ama her an fikrimi değistirebilirim. Sana bağli. | Open Subtitles | وهذا قد يتغير في لحظات لذا فالأمر عائد إليك |
Bir panik anında insanların bunu giymesi sizce gerçekten mümkün mü? | Open Subtitles | في إعتقادك بأمانة،أنه في لحظات الهلع يمكن للشخص أن يشغّله بشكل صحيح؟ |
En önemli anlarda gözlüklerini kaybetmen bile çok şirin. | Open Subtitles | حتى عندما تفقدين نظارتكِ في لحظات غير مناسبة أبداً |
O zamandan beri umudumu yitirdiğim anlarda avuntuyu senin beni bağışladığın düşüncesinde buldum. | Open Subtitles | ومنذ ذلك الحين، في لحظات اليأس العميق، لقد وجدتُ العزاء في الإيمان أنّكَ غفرت لي |
Şüpheye düştüğümüz anlarda Jamie ile birbirimize bunu söylerdik. | Open Subtitles | ذلك ماكان جيمي وأنا نقوله لبعضنا في لحظات الشك |
Böyle ölümle yüzleştiğim anlarda ona karşı hislerimin olduğunun farkına varıyorum. | Open Subtitles | في لحظات كهذه, عندما أنظر للموت في عينيه أدرك انه لا تزال لدي مشاعر كثيرة تجاهها |
Ama muhtemelen hızlı olmalısın çünkü bir dakika içinde geri dönecekler. | Open Subtitles | لكن يجب عليك على الارجح ان تسرع بذلك لأنهم سيعودون في لحظات |
Pekala. Eşyalarınızı toplayın, Bir dakika içinde oradayım. | Open Subtitles | فقط خذوا جميع أغراضكم وسأوافيكم في لحظات |
Bir kaç dakika içinde her şey normale dönecek. | Open Subtitles | كل شيء سيعود الى طبيعته في لحظات قليلة. |
Fiziksel iyileşme Saniyeler içinde başlar ve vücudumuz gerekeni yapar. | Open Subtitles | جسدياً , الشفاء يبدأ في لحظات واجسامنا تقوم بالعمل |
Saniyeler içinde milyonlarca işlem yaparsınız. Hesap makinesi... bir makine! | Open Subtitles | حساب ملايين المسائل الرياضية في لحظات الآلة الحاسبة آلة يا سيدي |
İcat ettiği Delta görünüşe göre... herhangi bir katı cismin durumunu Saniyeler içinde değiştirebiliyor. | Open Subtitles | جهاز الدلتا الذي إخترعه يمكنه على ما يبدو، يمكنه تحويل أي شيء علي الصورة الصلبة في لحظات |
Bu gece Frank ile yemeğe çıkacağım ve her an burada olabilir, | Open Subtitles | سأخرج للعشاء مع فرانك" هذه الليلة" و سيكونُ هنا في لحظات |
Ve bu kadar büyük miktarı anında oluşturdu. | Open Subtitles | و لقد قامت بتحويل هذه الكمية الهائله في لحظات قليله |
Ama babanın son anlarında söyemek istediği en önemli şey buymuş. | Open Subtitles | ولكن في لحظات والدك الاخيرة كان اهم شيء يريد ان يقوله |
Kuşkusuz böyle durumlarda bir şeyler söylersin! Ama onlar sadece düşünce... | Open Subtitles | ذلك مختلفُ في لحظات معينة الواحد بيقُولُ أيّ شئَ |
Çünkü beyin, küçük anlarla ilintili ve süregiden zamanın kısa anlarında birbirleriyle ilişkili şeylerin temsillerini oluşturur. | TED | وذلك لأن الدماغ يقوم ببناء تمثيل الأشياء التي ترتبط في لحظات قليلة من الزمن والتي تتصل مع بعضها البعض في لحظات قليلة ومتعاقبة من الزمن. |