Buradaki, Salı gecesi hava durumu poyrazın, kemikleri o ağaca uçurduğu zamanki. | Open Subtitles | هذه هي الظروف الجوية في ليلة الثلاثاء عندما طيرَت العاصفة العظام الى الشجرة |
Dostum, Salı gecesi kardeşim çalışıyordu. | Open Subtitles | أوَتعرفان؟ أخي كان يعمل في ليلة الثلاثاء. |
Şu Janet Jackson görünümlü kız var ya, hani Salı gecesi hiç önemli değilmiş gibi kimono giyiyor, işte o, çok havalı. | Open Subtitles | ترتدي كيمونو ياباني في ليلة الثلاثاء وكأن الأمر عادي، إنها رائعة جداً. |
Timeless Şuraya bak, salı gecesinde yarısı boş bu mekânın. | Open Subtitles | إنظر لهذا المكان نصف خالٍ في ليلة الثلاثاء |
Mart ayının salı gecesinde. | Open Subtitles | في ليلة الثلاثاء من مارس هذه |
Gariptir, aslında salı akşamları pek dışarı çıkman. | Open Subtitles | شيء مضحك، وأنا عادة لا الخروج في ليلة الثلاثاء. |
Kelvin, kasaya en son Salı gecesi 11:46'da girildiğini söylemişti. | Open Subtitles | قال (كيلفن) أنّ آخر دخول إلى القبو -كان في ليلة الثلاثاء الساعة الـ 11: |
salı akşamları göt olup koşu yapanlara elma fırlatıyoruz. | Open Subtitles | ـ في ليلة الثلاثاء إننا نثمل ونرمي التفاح على الراكضين. |
Genellikle salı akşamları... | Open Subtitles | عادة في ليلة الثلاثاء. |