Neredeyse özdeş bu iki adama yaklaşımlar arasındaki farkı ne açıklayabilir? | TED | ماذا يمكن أن يفسّر الفرق في ما حدث لهذين الرَجُلين المتشابهين؟ |
Alacağımız her kararda bu iki taraf için ne doğru düşünmemiz gerekiyor. | TED | كل قرار منفرد, يجب أن نفكر في ما هو صائب لكلا الجانبين. |
Bir dahaki sefer esnediğinizde bir dakika durun ve ne olduğunu bir düşünün. | TED | في المرة التالية التي تتثاءب فيها، فكر لمجرد ثانية في ما حدث للتو. |
İşte bu yüzden güvenlik camiasında iklim değişikliği iktidarsızlık riski olarak anılır. | TED | ولهذا السبب في ما يتعلق بأمن المجتمع نسمي تغير المناخ بأنه خطر يقود لعدم الإستقرار. |
Ama sevdiğim işte harcadığım zamanda, hesap kaygısı çekmeden. | TED | ولكن عدم القلق من عدم المقدرة على دفع ايجار منزل مكنني من قضاء وقتي.. في العمل في ما أحب. |
Dile getirdiğimiz bilginin kaynağı kuruduğunda neler olacağını düşünmeye başlayacak mıyız? | TED | هل سنبدأ في النظر في ما سيحدث عندما يتم إيقاف مصدر المعلومات الخاصة بك، كمجاعة؟ |
Bizden nefret ettiği belli. Bir dahaki sefere ne deneyecek merak ediyorum. | Open Subtitles | يبدو حقاً أنه يكرهنا، أتسائل ما الذي سيحاول فعله في ما بعد؟ |
İşimde ne kadar iyi olduğumu kasabadakiler anladığı zaman her şey yoluna girer. | Open Subtitles | أَنا جيّدة في ما أعْمَل وحالما تكتشف البلدة ذلك كل شيء سيكون بخير |
Bu hayat ile ilgili çok düşündüm anne ötesinde ne yattığı ile ilgili. | Open Subtitles | ولكنني أفكر كثيراً في هذه الحياة يا أمي بالنظر في ما يكمن وراءها |
Onun durumunda bir borsacı olsam ne yapardım parayı nasıl saklardım diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت في ما سأفعله لو كنت تاجرة في مكانه فكنت لأخفي بعض المال |
O zaman Patron'nin senden istediği şey konusunda ne yapıyorsun? | Open Subtitles | وماذا تفعل في ما يخص ما قلت للرئيس إنك ستفعله؟ |
Seçimlerimiz ne kadar olağanüstü, saçma ya da vasat dahi olsa. | Open Subtitles | و إذا كانت الخيارات لا تصدق، سخيفة أو في ما بينهما |
Biz, Mekanik Türk tam olarak ne için tasarlandıysa onu bunun için kullanmayı kararlaştırdık, ki bu da para kazanmak. | TED | قررنا استخدام ترك الآلي في ما صنع له خصيصا، وهو صنع النقود. |
Teknolojiyi üreten insanlar teknolojiyle ne yapmamız gerektiğini düşünen insanlar olsun istiyoruz. | TED | ونريد الأشخاص الذين يصنعون التكنولوجيا أن يفكروا في ما يجب أن نفعله بالتكنولوجيا. |
Bu tıbbın ana yapısının oluşturulduğu zamandı -- yaptığımızda iyi olmanın ne demek olduğunun ve tıbbı ne olarak yapılandırmayı istediğimizin oluşturulduğu. | TED | وكان هذا عند الهيكل الأساسي للأدوية تم إنشاء صحيفة ماذا يعني أن تكون جيدة في ما فعلناه وكيف كنا نريد بناء الطب ليكون. |
Ve de ne yapacagımızı bilemedik, sonrasında onu çalışma odama çağırdık. | TED | واحترنا في ما يجب القيام به، لذا دعوناها إلى مكتبي. |
Yaptığınız işte başarısız olmanızın doğuracağı sonuçlar üzerine odaklanıyorsunuzdur. Çünkü herhangi bir hareketi etkili bir şekilde yapmak için tamamıyla onun üzerinde yoğunlaşıp süreçleri gözden geçirmeniz gerekir. | TED | أنت تفكّر في تبعات الفشل في ما تفعله لأن أي خطوة يجب أن تحتاج كل ما تبذله من عمليات التركيز والتفكير لتنفيذها بكفاءة. |
Yaparken farkında değildim ama söyleşi sürecinin işte bu kadar içindeydim. | TED | لم أكن مدركاً لما يحدث، و لكنني كنت مندمجاً جدا في ما أعمل. |
İnsanlar bizi, yaptığımız işte insanlardan üstün yarattı. | Open Subtitles | صنعنا الإنسان لنبرع في ما نقوم به بشكل يتخطى المعقول بشريا. |
Bilmiyorum. Sanırım insanın kemiklerine işleyen bir şey. Çünkü, kıskançlık hissettiğimizde neler olduğunu düşünün. | TED | لا أدري. أظنّها أنّها تصيب مباشرة في الصميم، و لفهم ذلك دعونا نفكّر في ما يحصل عندما نحسّ بالغيرة. |
Çatışmadayken beyninizde neler olur, onu bir düşünelim. | TED | دعونا نفكر في ما يحدث داخل دماغك عندما تكون في المعركة. |