"في محطة الوقود" - Traduction Arabe en Turc

    • benzin istasyonunda
        
    • benzin istasyonu
        
    • benzinciye
        
    • Benzin istasyonundaki
        
    benzin istasyonunda gördüğüm bir kızı hayal etmeye çalışıyorum şurada. Open Subtitles أنا أحاول التفكير في الفتاة التي رأيتها في محطة الوقود
    Hayır, Carbondale'daki hiçbir benzin istasyonunda taze yer elması yok. Open Subtitles لا، لم يكن هناك بطاطا طازجة في محطة الوقود بـ"كاربوندايل"
    Bu çıkıştan çıkarsak, benzin istasyonunda inebilirim. Open Subtitles ـ إذا سلكت هذا المخرج هنا ؟ ممكن أن تنزلني في محطة الوقود ـ أوكيه
    Aynı benzin istasyonu ve 911 performansları gibi. Open Subtitles كما فعلت في محطة الوقود ، و مكالمة الطوارئ
    - Dayanamıyorum. Yıkamak zorundayız. benzinciye çek. Open Subtitles لا أستطيع التحمل ,يجب أن ننظفه توقف في محطة الوقود
    Dedem, Benzin istasyonundaki havalandırma deliğinden kadınları işerken dikizlediği için dayak yemişti. Open Subtitles جدي ضرب لآنه كان يرى سيدات يتبولن من خلال فتحة في محطة الوقود
    Olay sırasında benzin istasyonunda olduğu rapor edildi. Open Subtitles تم الابلاغ أنه كان في محطة الوقود أثناء إطلاق النار
    Olay sırasında benzin istasyonunda olduğu rapor edildi. Open Subtitles تم الابلاغ أنه كان في محطة الوقود أثناء إطلاق النار
    İşemek için benzin istasyonunda durdum. Adamların silahı vardı. Open Subtitles أعني توقفت في محطة الوقود للحظة و هناك كانوا يحملون مسدسات
    benzin istasyonunda çalışan birinden bunları duymak çok manidar. Open Subtitles هذه نصيحة عظيمة تأتي من الشخص الذي يعمل في محطة الوقود
    Gecenin başlarında benzin istasyonunda para çalabilirdi fakat yazar kasa doluydu. Open Subtitles سابقا الليلة في محطة الوقود كان بوسعه ان يسرق المال لكن مخزن المال لم يكن فارغا
    Margo ile benim benzin istasyonunda bir otomatımız var. Open Subtitles أقصد أن مارجو وأنا مازال لدينا نصف حصة في آلة البيع بقطع نقدية في محطة الوقود
    benzin istasyonunda elektrikler kesilmiş. Open Subtitles اذا كان هناك فراغ في الفريزر أنطفئت الكهرباء في محطة الوقود
    benzin istasyonunda güvenlik kamerası da yok. Open Subtitles لا توجد كاميرات مراقبة في محطة الوقود ايضا
    - Öğlen. Adamının benzin istasyonunda olduğundan emin ol. Open Subtitles في الظهيرة تأكد ان صديقك سيكون متواجد في محطة الوقود
    Eğer kıçını kurtarmasaydım şu an benzin istasyonunda nakavttın. Open Subtitles كنت ستكون فاقداً للوعي في محطة الوقود لو لم أقم بمساعدتك ..
    Oh, hayır! Büyükbabayı benzin istasyonunda unuttuk. Open Subtitles لا ، نسينا الجد في محطة الوقود
    benzin istasyonu ilerde onlara, senin bir araca ihtiyacın olduğunu söylerim. Open Subtitles ...في محطة الوقود هناك بالأمام سأخبرهم أنك تحتاج لتوصيلة
    Blake, benzin istasyonu olay yerine git ve Sita Patel'i bulur bulmaz Reid ile onunla konuşmaya gideceğiz, şüpheliyle bağlantısı var mı bakacağız. Open Subtitles بليك اذهبي الى موقع الجريمة في محطة الوقود و حالما نتمكن من ايجاد سيتا باتل ريد و انا سوف نذهب للتحدث اليها لنرى اذا ما حدث اي تفاعل
    benzin istasyonu nasıl gitti? Open Subtitles كيف سار الأمر في محطة الوقود ؟
    Tam o sırada Torrio arabayı kenara çeker ve sigara almak için benzinciye yanaşır. Open Subtitles الآن , و تماما في تلك اللحظة توريو قرر أن يتوقف على جانب الطريق و أن يتوقف في محطة الوقود لشراء بعض السجائر
    Belki de Benzin istasyonundaki kasiyer ise yaramadi, o yüzden sil bastan basladi. Open Subtitles ربما قتل موظف الصندوق في محطة الوقود لم يفلح لذا عاد الى عادته القديمة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus