Hayır, Marketteki kavunları bile eldiveniyle seçen bir tuhaflık. | Open Subtitles | -كلا، فهو لا يحتاج لإرتداء قفازات .. -للإمساك بالليمون في محل البقالة الملتوي |
Marketteki adamdan öğrendim. | Open Subtitles | لقد سألت ذلك الشخص في محل البقالة |
Marketteki adam Dr. George Millican mıymış? | Open Subtitles | الرجل الذي كان في محل البقالة كان الدكتور (جورج ميليكان)؟ |
Lise diplomamı zar zor aldım, bir seri katili hamile bıraktım ve şimdi de bir markette paketçi olarak çalışan yalnız bir babayım. | Open Subtitles | بالكاد حصلت على شهادة الدبلوم، اقمت علاقة مع سفاحة الان انا اب وحيد اعمل على التوضيب في محل البقالة |
Dmitri'nin nöbetçileri tarafından eski bir markette yakalandılar. | Open Subtitles | و تم القبض عليهم في محل البقالة القديم من قبِل حرًاس ديمتري |
Süpermarkette siparişleri dağıtacağım. | Open Subtitles | رجل توصيل في محل البقالة |
Süpermarkette Joshua ile konuşan da sendin değil mi? | Open Subtitles | وأنتِ من تحدثتي مع (جوشوا)، أليس كذلك؟ في محل البقالة |