"في مدرسة ثانوية" - Traduction Arabe en Turc

    • lisede
        
    • Lisesi
        
    Long Beach'te bir lisede mekanik öğretmenliği yapmış ve öğrencilerinin artık problemleri çözemez hâle geldiğini fark etmiş. TED لقد درّس الميكانيكية في مدرسة ثانوية في لونغ بيتش, و وجد أن الطلاب لم يعودوا قادرين على حل المشاكل.
    Faizini, sosyal çıkar için yerel bir lisede, kızlara danışmanlık yaparak geri ödedi. TED دفعت من خلال الفائدة الاجتماعية من خلال توفير الإرشاد للفتيات في مدرسة ثانوية محلية.
    lisede tarih öğretmek kolay olmasa gerek. Open Subtitles ليس من السهل تدريس التاريخ في مدرسة ثانوية
    Daha önce bir lisede tarih öğretmenliği yaptım. Open Subtitles قبل ذلك كنت أدرّس التّاريخ في مدرسة ثانوية
    Çok gizli bir nesnenin Roosevelt Lisesi'nde gizlendiği söyleniyor. Open Subtitles قل كان هناك نوع من كائن سري لل مخبأة في مكان ما في روزفلت في مدرسة ثانوية.
    Wolodarsky bir lisede vekil öğretmendi. Open Subtitles ولودارسكي كا معلماً بديلاً في مدرسة ثانوية
    - Evet, Pinokyo'ya benziyor, sadece uzaydaki bir lisede geçiyor. Open Subtitles اذن فهي قصة بينوكيو نعم انها كـ بينوكيو فقط انها في مدرسة ثانوية بالفضاء الخارجي
    Calcutta'da saygın bir lisede öğretmenlik yapıyordu. Open Subtitles كان يدرس في مدرسة ثانوية مهمة في كالكوتا
    Muhtemelen bu bölgede yaşıyor yerel bir lisede öğrenci olabilir. Open Subtitles غالبا يعيش في المنطقة لذا الاحتمالات انه طالب في مدرسة ثانوية محلية
    Hüküm giydikten sonra bir lisede bilgisayar ağı yönetici olabilirsen çok şanslısın demektir. Open Subtitles وبعد أن تتمّ إدانتك ستكون محظوظاً لو تمّ تعيينك كمدير للشبكة العنكبوتية في مدرسة ثانوية ..
    Bir lisede içkili halde araba sürmenin zararları hakkında konuşmaya davet edildim. Open Subtitles دُعيت للتحدث في مدرسة ثانوية بشأن مخاطر القيادة تحت تأثير الكحول
    Evim yandıktan sekiz ay sonra, yerel bir lisede ders veren bir arkadaşa rastladım ve bana şöyle dedi, "Senin için harika bir yerim var." TED بعد أن احترق بيتي بثمانية أشهر، صادفت صديقاً كان يُدرّس في مدرسة ثانوية محلية، وقال " وجدت المكان المثالي لك."
    Ama, mesele şu ki, South Dakota'da bilimsel kaynakları sınırlı bir lisede okumuştum. TED كما ترون، كنت أدرس في مدرسة ثانوية بـولاية "داكوتا الجنوبية" مع فرص محدودة للاستكشاف العلمي.
    Kendime ait başarı tanımlamasını 1934'de, South Bend İndiana'da bir lisede öğretmenlik yaparken buldum. İngilizce sınıflarımdaki genç öğrencilerin velilerinin, onlardan sadece en yüksek olan A ve B notlarını almalarını beklemelerinden biraz hayal kırıklığına uğramış ve belki de kuruntu yapmıştım. Bu veliler daha düşük olan TED لقد قمت بصياغة مفهومي الخاص للنجاح في عام 1934 ، عندما كنت أدرس في مدرسة ثانوية في ساوث بيند بولاية انديانا. لقد كنت محبطاً بعض الشيء ،وربما مضللاً بسبب طريقة تعامل الاباء مع صغارهم الذين درستهم في فصول اللغة الإنجليزية لقد توقعوا من ابناءهم الصغار الحصول على
    Barış zamanında lise öğretmenliği yapıyorum. lisede öğretmen. Open Subtitles في وقت السلم فأنا معلم في مدرسة ثانوية.
    lisede üç yıl Fransızca eğitimi almıştım. Open Subtitles قضيتُ ثلاث سنوات في مدرسة ثانوية فرنسية
    Brendan birkaç yıl önce dövüşü bırakmıştı, kendisi aslında lisede fizik öğretmenidir ve Midnight dünkü basın toplantısında bu konuda onunla biraz dalga geçmişti. Open Subtitles تقاعد بريندن من المصارعة قبل عدة سنوات. إنه مدرس للفيزياء في مدرسة ثانوية الآن, وسخر ميدنايت بشأن ذلك في المؤتمر الصحفي بالأمس.
    Takvimin yarın lisede işe başlıyorsun diyor. Doğru mu bu? Evet. Open Subtitles "مذكور في تقويمك إنك ستدرسين في مدرسة ثانوية غداً، هل هذا صحيح؟"
    lisede olmayacağıma garanti verebilirim. Open Subtitles أضمن لك أنّي لن أكون في مدرسة ثانوية.
    Doc Maynard Lisesi'nin amigosuydu. Open Subtitles لقد كانت المشجع من ورد ماينارد في مدرسة ثانوية.
    Great Neck'teki Fitzgeral Lisesi. Open Subtitles وانها فيتزجيرالد في مدرسة ثانوية في الرقبة العظمى.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus