Bir suç örgütüne restorantında dükkan açmasına izin vermek. | Open Subtitles | لكن للسماح لمجرم بتشكيل نقابة في مطعمك الغبي |
Tembel olduğunu biliyordum, Salak olduğunu biliyordum, ama bir suç kartelinin aptal restorantında dükkan açmasına izin vermek... | Open Subtitles | علمت بأنّك كنت كسلان علمت بأنّك كنت أبله لكن للسماح لمجرم بتشكيل نقابة في مطعمك الغبي |
İşte orada yeni restoranında yemek yaparken çekilmiş nezih görüntüler var. | Open Subtitles | هنا لدينا بعض المشاهد من النييت عن طبخك في مطعمك الجديد. |
Bak, Monica. restoranında çalarken takmak için neler aldım. | Open Subtitles | مونيكا، أنظري ماذا سأرتدي عندما أعزف في مطعمك. |
Yani yıllarca hiç görüşmedikten sonra birden restoranınıza geliyor ve kısa bir sohbetten sonra sizi yemeğe davet ediyor, öyle mi? | Open Subtitles | إذن بمرور سنين بلا تواصل بينكم، ظهر من عدم في مطعمك ويسأل عن أحوالك ويدعوك للعشاء؟ |
Yani yıllarca hiç görüşmedikten sonra birden restoranınıza geliyor ve kısa bir sohbetten sonra sizi yemeğe davet ediyor, öyle mi? | Open Subtitles | إذن بمرور سنين بلا تواصل بينكم، ظهر من عدم في مطعمك ويسأل عن أحوالك ويدعوك للعشاء؟ |
Arkadaşlarına, barınma masrafını karşılamak için senin restoranında mutfak yardımcısı olarak çalıştığını söylüyormuş. | Open Subtitles | و تخبر زملاءها بالصف أنها تعمل كمساعدة مطبخ في مطعمك لتدفع إيجار غرفتها و طعامها |
Burada tüm Montreal'i doyurursun. Kendi restoranında. | Open Subtitles | بإنه يجب عليكِ إطعام كل مواطني " مونتريال " ـ في مطعمك الخاص |
Küçük restoranında işler nasıl gidiyor, görmek istedim. | Open Subtitles | rlm; مررت لأرى كيف الحال في مطعمك الصغير |