"في مقطورة" - Traduction Arabe en Turc

    • bir karavanda
        
    • Karavanda mı
        
    • nın karavanında
        
    • karavan parkında
        
    • vagonunda
        
    • karavanına
        
    • kötü durumdaki karavanı park eder
        
    Noel'i es geçtin, bir karavanda yaşıyorsun ve boşanıyorsun. Open Subtitles , لقد غبت عن عيد الشكر و عيد الميلاد المجيد , أنت تعيش في مقطورة و تطلقت
    Evet öyle, ama hikayeyi takip ettim ve 25 yıl önce kızın ailesi bir karavanda yaşıyorken, şimdi Arlington'un en büyük toprak sahiplerinden biri olmuş. Open Subtitles أجل، لقد فعل ذلك، ولكنّي أجريت بحثاً ,وفي الــ 25 عاماً المنصرمة إنتقلت عائلة الفتاة من العيش في مقطورة متنقلة
    Genelde bir karavanda bira ve striptizciler vardır ve striptizciler taciz edilir. Open Subtitles عادة عندما تكون هناك جعة وراقصات تعرٍ في مقطورة نقلب الراقصات
    Sen burada mı yaşıyorsun park yerindeki bir karavanda mı? Open Subtitles هنا أتعيش ! ؟ المواقف في مقطورة !
    Muhtemelen Sofia ve Ana'nın bir işler karıştırdığından şüphelenmiştin ve sürekli Sofia'nın karavanında konuştuklarını biliyordun... Open Subtitles ربما شككت ما يفعلونه " آنا وصوفيا " " وعلمت أنهم يتحدثون في مقطورة " صوفيا
    Eğer birisi karavan parkında yaşıyorsa, Bu uyuşturucu yaptığı anlamına gelmez Open Subtitles لمجرد أن شخص يعيش في مقطورة لا يعني أنه طاهي ميثا
    Tam da daha kötüsü olamaz diye düşünürken geceyi bir karavanda geçirmek zorunda kaldım. Open Subtitles وفقد حينما أعتقد أن الأمور لن تزود سوءا فعلي حينها إذا أن اقضي الليلة في مقطورة
    Bense bir karavanda elimde eldivenlerle ödevlerimi yapmak zorundaydım. Open Subtitles كنت أضطر للجلوس في مقطورة .. وإنهاء واجبي وأنا أرتدي قفّازات
    Evet, çünkü o zaman lüks bir karavanda sevişmiştik. Open Subtitles أجل, لم يكن هناك مشكلة آنذاك, لأننا كنا في مقطورة كبيرة
    bir karavanda yaşıyor olmamız karavan parkının çöplüğünde yaşadığımız anlamına gelmez. Open Subtitles إنظري، ليس معني أننا في مقطورة لا يعني أننا حثالة مواقف المقطورات
    Ölmeden önceki yılımı kullanılmış yağ varili yanında bir karavanda geçirmek mi? Open Subtitles أقضي سنوات إنحطاطي في مقطورة بجانب صندوق نفط مستعمل؟
    # Çünkü yaşıyorum bir karavanda # Open Subtitles # ' بسبّب هذا أنا اعيش في البيت في مقطورة #
    # Ben beyazım, ben serseri bir otlakçıyım bir karavanda anamın yanında yaşarım # Open Subtitles # أنا أبيض، أنا عاجز لعين أنا اعيش في مقطورة مع أمى #
    Wink bize annenle bir karavanda yaşadığını söyledi ama ona inanmadık. Open Subtitles قال (وينك) أنك تعيش في مقطورة مع والدتك لكننا لم نصدقه
    Adam bir karavanda yaşıyor eski bir Mercury kullanıyor. Open Subtitles شخص يعيش في مقطورة يقود سيارة " ميركوري " قديمة
    - Bu Sofia'nın karavanında saklıydı. Open Subtitles " هذا مخبأ في مقطورة " صوفيا
    Onu ben de araştırıyorum, ama bir karavan parkında yaşadığını duydum. Open Subtitles ،لقد بحثت عنّها بنفسي لكن آخر مرّة سمعت خبر عنّها أنّها كانت تعيش في مقطورة بالمنتزه
    Yolcuların dikkatine. Yemek vagonunda yemek servisi başlamıştır. Open Subtitles انتباه ايها الراكبون تم وضع العشاء في مقطورة العشاء
    Biliyorsun, Ray'in karavanına Wi-Fi kurdum ki hipotezimi test edebileyim. Open Subtitles تعلمون، أقوم بإعداد خدمة الواي فاي في مقطورة لراي، ترك ذلك لاختبار فرضية بلدي.
    Evet etrafa o kötü durumdaki karavanı park eder. Open Subtitles حسنٌ، يقطن في مقطورة متهالكة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus