"في مكانٍ آخر" - Traduction Arabe en Turc

    • başka yerde
        
    • Başka bir yerde
        
    • başka yere
        
    • başka bir yere
        
    • başka diyarlarda
        
    başka yerde yapacak bir iş bulamaz mısınız acaba? Open Subtitles أتسائل ما إذا كان بإستطاعتكم العثور على شيء لتفلعونه في مكانٍ آخر ؟
    Bakın, çocuklar gidin başka yerde takılın. Open Subtitles استمعوا، تحرّكوا يا رفاق اذهبوا وتسكّعوا في مكانٍ آخر
    başka yerde çalışırken ilaçlarımı buradan almam garip. Open Subtitles من الغريبِ أن أحصلَ على دوائي من هنا بينما أعملُ في مكانٍ آخر
    Burada ya da Başka bir yerde bir kızı eğitmek isteyen birini bulacaksın. Open Subtitles يمكنكِ العثور على مدرب في هذه الصالة أو في مكانٍ آخر وسيرحب بتدريبك
    Evet, tabi ama, şehir hapishanesinden çıkarılıp... Başka bir yerde koruyucu gözaltında tutulması gerek. Open Subtitles نعم بالتأكيد ، لكنه يحتاج أمرًا بنقله من مركز حجز بالتيمور لسجنٍ أكثر أمنًا في مكانٍ آخر
    Anlaşılan başka yere taşınmamız gerekecek. Open Subtitles يبدو أنّنا سنضطر إلى التخييم في مكانٍ آخر.
    Kulak kabarttığım için kusura bakma. Ama bence yardım için başka bir yere bakmalısın. Open Subtitles اعذريني على التنصّت، لكنْ أعتقد عليكِ البحث عن مساعدة في مكانٍ آخر
    Walter ile konuşmaya gelmiştim ama onun aklı an itibariyle başka diyarlarda. Open Subtitles كنتُ أنوي التحدّث مع (والتر)، لكن... -{\pos(190,210)}.عقله في مكانٍ آخر كلّيّاً الآن
    Çünkü aşk gözümüzün önündeyken onu başka yerde aramakla meşgul oluruz. Open Subtitles لانه حينما يكون الحب أمامنا نكون مشغولون في البحث عنه في مكانٍ آخر
    Eğer kendine acımasız bir suç ortağı arıyorsan başka yerde aramanı tavsiye ederim. Open Subtitles إذا كنتِ تبحثين عن شريك إجراميّ، فأنصحكِ بالبحث في مكانٍ آخر.
    Tanıdığım, sevdiğim insanların hepsi başka yerde. Open Subtitles و كلّ الذين أعرفهم و أحبّهم في مكانٍ آخر
    Tanıdığım, sevdiğim insanların hepsi başka yerde. Open Subtitles و كلّ الذين أعرفهم و أحبّهم في مكانٍ آخر.
    Bir çözüm yolu varsa bile bunu başka yerde aramalıyım. Open Subtitles إن كان ثمّة حل، فلا بُدّ أن أسعى إليه في مكانٍ آخر.
    başka yerde, başka bir şekilde yaşamak seçenekler arasında değil. Open Subtitles حسناً, ولكن العيش في مكانٍ آخر, هو ليس خياراً
    Teğmen, başka yerde bir yaşam kurun. Open Subtitles -أيّتها الملازم ! إبحثي عن الحياة في مكانٍ آخر.
    Başka bir yerde çekmece arayabiliriz... Open Subtitles يمكنني ان القي نظره في مكانٍ آخر من اجل درجكِ
    Yatıyorum ve sabah Başka bir yerde uyanıyorum. Open Subtitles مجرد أذهب الى النوم و أستيقظ في مكانٍ آخر
    Çünkü kuzey kutbu onlar için yaratıldı kutup ayıları Başka bir yerde yaşayamazlar. Open Subtitles لأنها خلقت لتعيش في القطب لا تستطيع الدببة القطبية أن تعيش في مكانٍ آخر
    Başka bir yerde kalabiliriz. Anlamıyorum. Open Subtitles بإمكاننا أن نقضي وقتنا في مكانٍ آخر أنا لم أعد أفهم مالذي يجري
    Her neyse, bu mesajı alırsan belki Başka bir yerde buluşuruz. Open Subtitles على كلٍ، إن تلقيتَ هذا ربما سنتقابل ... في مكانٍ آخر
    Peki ama burada mı devam edeceğiz yoksa Başka bir yerde mi? Open Subtitles ولكن هل سنكون على مايرام هنا أم في مكانٍ آخر ؟
    Şu andan itibaren, ...sadece gözlerimin içine bakacaksınız, ...başka yere bakmak yok. Open Subtitles من الآن فصاعدًا، أنظري في عيني، لا تنظري في مكانٍ آخر.
    Her şeyi satıp, parayı da çocuklarla birlikte başka bir yere yerleşmek için kullanmasını istiyorum. Open Subtitles أريدها أن تبيع كلّ شئ، وتحصل على النقود وتذهب للعيش في مكانٍ آخر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus