Palo Alto'daki Ofisimizde bu afişe sahibiz, O bizim gelecekle nasıl bağlantı kurmaya çalıştığmızı gösteren görüşümüz. | TED | لدينا هذا الإعلان في مكتبنا ببالو ألتو، وهو يعبر عن نظرتنا عن كيف نحاول التجاوب مع المستقبل. |
Bu, yeni Ofisimizde fare bağırsakları bulmayı da kapsıyorsa istemiyorum. | Open Subtitles | كلاّ، ليس إذا كان يشمل إيجاد أحشاء فأر في مكتبنا الجديد. |
Hükümet binasının bodrum katındaki Ofisimizde vardı. | Open Subtitles | كانت لديّ كانوا في مكتبنا بالطابق السفلي من الكابيتول |
Sonra şefkatin özelliklede Ofisteki kadınların şefkatinin tadını çıkarttım. | Open Subtitles | ذلك، وأنا بالأحرى أتمتّع به العطف، خصوصا من النساء في مكتبنا. |
Ofisteki en uzun eleman hakkında büyük, devasa, kocaman bir şikâyette bulunmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أسجل شكوى ضخمة وكبيره عن أطول شخص في مكتبنا |
Belki bir ara ofisimize uğramalısınız. | Open Subtitles | ربما عليكم أن تزورونا في مكتبنا وقتاً ما |
Polis katili, bizden biri tarafından burada kendi mekanımızda öldürüldü. | Open Subtitles | قاتل الشرطي المقتول هنا في مكتبنا من قبل واحدٍ منّا |
FBI'dan Ofisimizde görüşmek istediklerini söyleyen bir telefon aldım. | Open Subtitles | تلقيتُ اتصالا من المباحث الفدرالية كي ألتقيهم في مكتبنا |
Eski Ofisimizde yaptıklarımızdan birisi de ortakların ofislerini binanın merkezine alıp dış kısımları çalışanların ortak alanı yapmak olmuştu. | Open Subtitles | واحدة من الأمور التي فعلنها في مكتبنا القديم كان نقل مكاتب الشركاء إلى صلب المبنى ونجعل المظهر الخارجى مناطق مشتركة عامة |
Ofisimizde zaman kilitli bir kasanın içinde. | Open Subtitles | إنها خزنة تقفل بالوقت في مكتبنا. |
Anderson, bugün bizim Ofisimizde Andre ilr toplantı yaptı ve kendi gözlerimle gördüm. | Open Subtitles | في مكتبنا اللعين ولقد رأيته بكلتا عيناى |
Şuan Ofisimizde, Meridia. | Open Subtitles | وهي في مكتبنا في الوقت الراهن، ميريديا. |
Bunu öğleden sonra Ofisimizde görüşelim. | Open Subtitles | لنناقش هذا في مكتبنا عصر اليوم |
Ofisteki herkes şakalar yapar ve nitekim de Bayan Lunders bizim gayrıresmi olmamıza cesaretlendirir. | Open Subtitles | كل شخص في مكتبنا يصنع مزاحات و في الواقع آنسة "لاوندرس" كانت تشجعنا لنكون غير رسميين |
Ofisteki telefonu kullanabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنك استخدام الهاتف في مكتبنا. |
- Şimdi Kaliforniya ofisimize geçmekte kararlı olan birkaç şirket ile birlikte ofisimizin bağımsız tuttuğu müşterisi olmanızı teklif ediyoruz. | Open Subtitles | لذا سوف نقترح أن نبقي على استقلاليّتنا في مكتبنا بكاليفورنيا مع بضعة عملاء مختارون ومصرّين عليهم. |
O, bizim ofisimize sığmaz. | Open Subtitles | ليس له مكان في مكتبنا. |
Polis katili, bizden biri tarafından burada kendi mekanımızda öldürüldü. | Open Subtitles | قاتل الشرطي المقتول هنا في مكتبنا من قبل واحدٍ منّا لماذا؟ |