"في منزلٍ" - Traduction Arabe en Turc

    • bir evde
        
    • evde bana
        
    Eskiden rahibelerin yönettiği bir evde kalıyordum, ve hepsi beni çok korkutuyordu. Open Subtitles سبق لي أن كنت في منزلٍ مُشترك تُديره الراهبات، وكانوا جميعهنّ يُخيفنّني.
    burada bir evde kaldım. Gelip beni alabilir misin? Open Subtitles لقد علقت في منزلٍ كنت أعرضه، هل يمكنكِ القدوم لأخذي؟
    Bana ulaşmak isterseniz, Southgate'te güvenli bir evde yaşıyorum. Open Subtitles أنا أقطنُ في منزلٍ آمِن في الجنوب الغربي بحالة إذا أراد أحدٌ أن يصِل إليّ
    Gürültülü bir evde uysal birileri de olmalı. Open Subtitles في منزلٍ مفعمٍ بالضجيج يجب أن يكون هناك شخصٌ هادئ
    Bana yabancı bir ülkede, bana yabancı bir evde bana yabancı bir adamla yaşıyordum. Open Subtitles كنت أعيشُ في منزلٍ غريب في بلد غريب مع شخص غريب
    İşleri sadece bir aşçı yamağıyla halletmeye alışığım, Bayan Patmore ama sanırım, böyle bir evde kendini fazla yormuyorsundur. Open Subtitles أنا معتادة على القيام بكل شئ مع خادمة مطبخ واحدة، سيدة "باتمور" لكن أفترض، في منزلٍ كهذا تتوقعين التروي
    Bedavaya üstüne konduğum bir evde oturup ölü bir kadına gelen önemsiz mektuplara göz gezdirip duruyorum. Open Subtitles أجلس في منزلٍ تم إعطائي إياه مجاناً وأقلّب بريد عجوزٍ متوفية
    Bana yabancı bir ülkede, bana yabancı bir evde bana yabancı bir adamla yaşıyordum. Open Subtitles أعيش في منزلٍ غريب في بلد غريب برفقة رجلٍ غريب
    Çocuğumu uygun bir şekilde büyütmemi sağlayacak Sevgi dolu bir evde. Open Subtitles لأنها تمنحني الفرصة لإنشاء طفلٍ بطريقة صحيحة في منزلٍ مُحِب
    Bana yabancı bir ülkede, bana yabancı bir evde bana yabancı bir adamla yaşıyordum. Open Subtitles أعيش في منزلٍ غريب في بلدٍ غريب مع رجلٍ غريب
    Artık kaynağınla görüşmelerinizi güvenli bir evde yapmanızın zamanı geldi. Open Subtitles حان الوقت لك ولمصدرك لتبدأ لقاءاتكما في منزلٍ آمن
    Kasvetli bir evde durursan, bunalımdan asla çıkamazsın. Open Subtitles إذا كنتِ تعيشين في منزلٍ مُظلم، فـ لن تتخلصين من الكآبة.
    Karanlık sırlarla dolu bir evde, sihir yapamayan birisin. Open Subtitles ،أنتِ بدون قوى سحرية في منزلٍ مليئ بأسرار الظلام
    Sırf ayrı kalmak istemiyorlar diye terk edilmiş bir evde yaşayan ikizleriniz var. Open Subtitles لديكَ توأمان يقيمان في منزلٍ مهجور... لأنّهما لا يريدان الانفصالَ عن بعضهما.
    - Hiç "steroid" kullanmadım. - Biliyorum. Kullansaydın daha büyük bir evde yaşardım. Open Subtitles لم آخذ الستيرويد قط - أعرف، لو كنتَ تأخذها، لكنت سأعيش في منزلٍ أكبر -
    Nasıl olur da bir insan bu kadar büyük bir evde yaşar? Open Subtitles -أنّى لشخصٍ واحدٍ أن يعيش في منزلٍ بهذا الحجم؟
    Sizin parti anlayışınız Vermont'taki eski bir evde iki gece geçirmek mi yani? Open Subtitles إذا، ليلتين في منزلٍ قديم بـ"فيرمونت" هو تفكيرك بالإحتفال؟
    Vay, Hetty'nin her gece farklı bir evde yattığını duyardım. Open Subtitles وبالطبع, قاربها الخاص والمسمى بـ # بالـمـلاذ # ياللروعة, لقد سبقَ وأن سمعتُ بأنَّ هيتي, تنامُ في منزلٍ مختلفٍ كلَّ ليلة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus