Kimse bu yardım toplantılarının vaktinde başlamasını beklemez. | Open Subtitles | كنت متأخراً و لم يتوقع أحد أن يبدأ حفل تجميع تبرعات في موعده |
Personelimden vaktinde başlayan ve beni ikiyüzlü gibi göstermeyen bir... | Open Subtitles | و تتوقع ان فريقك سيمكنه أن يتمالك نفسه و يوصلك إلى حدث في موعده |
Hiç kimse vaktinde buraya gelemez. Ben hallederim. | Open Subtitles | لن يصل شيء في موعده بأية حال سأتولى الأمر |
Harika. Uyku vakti treni, Tam zamanında. | Open Subtitles | عظيم ، القطار السريع جاء في موعده |
Bu işin Tam zamanında halledilmesi gerekiyor. | Open Subtitles | ذلك الأمر يفترض أن يتم في موعده |
- Need to Know Aslında Tam zamanında geldi. | Open Subtitles | (دكــتــور (هــاوس الـموسـم الـثـانـي الحلقة الحادية عشرة الحاجة للمعرفة جاء في موعده حقاً |
Arayıp, kirayı vaktinde ödeyip ödemediğini soracağım. | Open Subtitles | لأتصل به وأسأله إن كنت تدفعين الإيجار في موعده |
Bahsetmişken... Tam vaktinde. | Open Subtitles | لقد أتي من نتحدث عنه في موعده المحدد |
Süper, demek ki her şey vaktinde yerine ulaşır. | Open Subtitles | عظيم, إذاً بريدهم يصل في موعده |
vaktinde eve geldi ve karısı Shelby'i aldı. | Open Subtitles | وصل لبيته في موعده "واخذ زوجته "شيلبي |
Burada hiçbir şey vaktinde olmaz. | Open Subtitles | لا شيء يحدث في موعده هنا |
Aletler vaktinde hazır olsun. | Open Subtitles | يجب أن يتم كل شئ في موعده |
Evet vaktinde gelemeseler de | Open Subtitles | -سريع بما يكفي ليصل في موعده |
George geldi. Tam zamanında. | Open Subtitles | وصل جورج في موعده |
Tam zamanında. | Open Subtitles | جاء في موعده |