Tek bir kurbanla başladılar, sonra dar bir alanda bir avuç dolusu insan... | Open Subtitles | بدأ بضحية واحدة ثم حفنة من البشر في نطاق محدود |
Ona araştırmasını... 65 km çapındaki bir alanda yoğunlaştırmasını söyle. | Open Subtitles | و أخبرة أن يركز جهود البحث و الإنقاذ التي يقودها إلي أية موقع منهم يقع في نطاق أربعة و ثلاثون ميلاً |
Bilim adamları 150 km çapındaki cinayetleri olmadan günler öncesinden görebildiklerini fark etti. | Open Subtitles | العلماء أدركوا أنهم يرون, جميع الجرائم في نطاق 100 ميل, أياما قبل حدوثها. |
Gemi, ihtiyacımıza aldırmadan sadece menzilinde bir Yıldız Geçidi tespit etti diye de durmuş olabilir. | Open Subtitles | لذا فهذه السفينة تتوقف "عندما تدخل في نطاق "ستارغيت بغض النظر عن احتياجاتنا |
Bu doktor hâlâ kayıp. 200 metre çapında bir arama alanı oluşturun. Güneş batmadan da burada olun. | Open Subtitles | هذا الشخص لايزال مفقودًا، أبحث في نطاق 200 قدم، وعد قبل غروب الشمس. |
Onları, sadece uzaktan kumandanın menzili içine almalıyız. | Open Subtitles | علينا أن ندخلهم في نطاق سيطرة جهاز التحكم عن بعد |
Onları izlemek beni susatıyor ve çalışırken... ..kendimi doymuş gibi hissedemiyorsam... ..işte o zaman Cadre Kola içiyorum. | Open Subtitles | يجف حلقي عندما أراقبهم في نطاق عملي... لا أستطيع تحمل هذا... الشعور بالأمتلاء |
2 dakika içinde füzenin menziline girmiş olacak. | Open Subtitles | سيكون في نطاق الإطلاق خلال دقيقتين |
Gemiyi uyarmak için çok geç Atış menziline girdiler bile. | Open Subtitles | لقد فات الأوان لتحذير السفينة.إنهم بالفعل في نطاق اطلاق النار |
150 kilometrelik alanda sadece üç eczanede var. Ve ilacı alan sadece tek bir hasta var. | Open Subtitles | هناك 3 صيدليات تمتلكه في نطاق مئة ميل، و مريض واحد فقط يتناوله. |
Bu ses, belli bir alanda dengeleyici rol oynayarak nötralize... | Open Subtitles | تستطيع في نطاق قطر معين ان تعمل تحييد وخلق توازن... |
- Yolunda. Doğu Cleveland'da, 10 km'lik bir alanda 6 cinayet işlendi. | Open Subtitles | لدينا 6 جرائم قتل في نطاق 7 اميال في شرق كليفلاند |
Hayır ama görgü tanıklarıyla beraber çalışan ekiplerimiz var ve 5 blok çapındaki sokakları gözetleyen tüm kameraları inceliyoruz. | Open Subtitles | كلاّ، لكن جعلنا وحدة الجرائم تفحص بدقة عن شهود عيان، وتفحص كل كاميرا أمنيّة على مستوى الشارع في نطاق خمس جادّات. |
Çevrimiçi olarak bulunduğu alanın 100 km çapındaki her ses ve görüntüyü topluyor. | Open Subtitles | إنها تعمل وتدخل على كل صور واصوات المراقبة في نطاق مائة كيلومتر ، بنفسها إنهاكمالو انهاتاخذإتجاهاتهاالخاصة، |
Kafeslerin de 6 metre çapındaki hareketleri algılayacak sensörleri var. | Open Subtitles | الأقفاص نفسـها مطوقة بأجهزة اسـتشعار يمكنها اكتشاف الحركة في نطاق 20 قدم |
Eros İstasyonu Anubis mekiğinin menzilinde. | Open Subtitles | " إن محطة " إيروس " تتواجد في نطاق مكوك " آنوبيس |
Halen Galactica'nın dradis menzilinde miyiz? | Open Subtitles | هل ما زلنا في نطاق الإتصالات مع (جالاكتيكا)؟ -لا |
Patrick Lawrence 30 saniye içinde atış menzilinde olacak efendim. | Open Subtitles | أيها الملازم (كاهيل)،كم من الوقت؟ سفينة (باتريك لورانس) ستكون في نطاق الإطلاق |
Bu müfrezenin birlik komutanı olarak bu çevrenin 9,5 km. çapında virüsten arındırılmış olduğunu bildirmekten kıvanç duyuyorum. | Open Subtitles | بصفتي الضابط الأعلى لهذه السريّة فبفخرٍ أخبركم أننا أحرار من العدوى في نطاق 6 أميال حول هذا السياج. |
10 km çapında uygulamayı kullanan bütün bekâr kadınları gösteriyor. | Open Subtitles | إنّه يُظهر لي جميع النساء العازبات في نطاق خمسة أميال من حولي اللاتي يستخدمن التطبيق |
Almanların büyük ilerleyişi, Paris'i dünyanın en büyük silahının menzili içine soktu. | Open Subtitles | "التقدّم الألماني الضخم وضع "باريس في نطاق أكبر مدفع في العالم |
Onları izlemek beni susatıyor ve çalışırken kendimi doymuş gibi hissedemiyorsam işte o zaman Cadre Kola içiyorum. | Open Subtitles | يجف حلقي عندما أراقبهم في نطاق عملي... لا أستطيع تحمل هذا... الشعور بالأمتلاء |
Çoktan telsiz menziline girmiş olmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نكون في نطاق الراديو الأن |
Gemiyi uyarmak için çok geç Atış menziline girdiler bile. | Open Subtitles | لقد فات الأوان لتحذير السفينة.إنهم بالفعل في نطاق اطلاق النار |