Ben aynı evde yaşadığım sevgilimle olan ilişkimi bile yürütememiştim. | Open Subtitles | يُمكني القيام بعمل واحد في نفس المنزل مع شخص ما |
Senin, dört erkekle birlikte aynı evde yaşadığına dair korkunç bir dedikodu. | Open Subtitles | آي الشائعات المروعة انكِ تعيشين في نفس المنزل مع 4 رجال آخرين |
Bizleri aynı aile evlat edinsin ve aynı evde kalalım istedik. | Open Subtitles | أردنا أن نكون متبنين في نفس العائلة وساكنين في نفس المنزل |
Erkekler ve kızlar aynı çatı altında olduğu zaman garip durumlar ortaya çıkabiliyor. | Open Subtitles | عندما يعيشون الفتيات و الأولاد في نفس المنزل بعض المواقف المحرجة قد تحدث |
Artık aynı evdeyiz ve sen telefonda gevezelik ediyorsun. | Open Subtitles | نحن في نفس المنزل الآن و أنت تُثرثر بعيداً على الهاتف |
aynı evde yaşamamıza rağmen o da benim mesajlarımı görmezden gelir. | Open Subtitles | كانت تتجاهل رسائلي , أيضاً و نحن نعيش في نفس المنزل |
Karışık aileler var, evlat edinmiş aileler var ayrı evlerde yaşayan çekirdek aileler olduğu gibi aynı evde yaşayan boşanmış aileler var. | TED | لدينا أسرمخلوطة، أسر متبناة، لدينا أسر نووية تعيش في منازل منفصلة وأسر مطلقة تعيش في نفس المنزل. |
Her ikimiz de gülebiliriz, ancak aynı evde değil. | Open Subtitles | يمكن جدا ان يضحك كلانا ولكن ليس في نفس المنزل |
Fırsatı vardı: Onunla aynı evde yaşıyordu ve yemeklerini hazırlıyordu. | Open Subtitles | كان يملك الفرصة , يعيشان في نفس المنزل ويهيء وجبات الطعام لها |
Sen ailenin mi yoksa silahın mı daha önemli olduğunu kavrayana kadar aynı evde yaşayamayız. | Open Subtitles | حتى تقرر, ماهو الأكثر أهمية مسدسك, أو عائلتك , ؟ لن يمكننا الإقامة في نفس المنزل |
Anlamıyorum. İkimizde aynı evde büyüdük. Sen roketçi çocuğu kaptın. | Open Subtitles | لا أفهم , لقد شببنا سويا في نفس المنزل وها أنت تربحين فتى الصواريخ |
Siz aynı evde yaşayacaksınız, Ama başka insanlarla çıkacaksınız. | Open Subtitles | فأنتما ستقطنان في نفس المنزل لكنكما ستواعدان أشخاصاً آخرين |
Evet, doğru, şimdi aynı evde bir başkasını... daha öldürmüş olmalılar. | Open Subtitles | نعم.. ويبدو أن هناك من قتل في نفس المنزل |
Onunla yedi yıl aynı evde yaşadıktan sonra onun soğuk, ilgisiz biri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | يبدو أن عندك شعور منمق للتوصيل و بعد إقامتي في نفس المنزل معها لسبع سنوات |
aynı evde benimle kalan birisi varsa, çalışamam. | Open Subtitles | حقاً ؟ يُمكني القيام بعمل واحد في نفس المنزل مع شخص ما |
aynı evde kalıp aynı yatakta yatıyoruz anne! | Open Subtitles | نعيش في نفس المنزل وننام معاَ في نفس السرير |
aynı evde aynı garip aileyle nasıl beraber büyüdüğümüzü düşünürüm. | Open Subtitles | أفكر أننا ترعرعنا معاً في نفس المنزل في نفس العائلة الغريبة |
Ben de nam salmış bir katille aynı çatı altında uyumaktan rahatsızım. | Open Subtitles | وأنا بكل بساطة غير مرتاحة للنوم في نفس المنزل مع قاتل مشهور |
Ve düğün bir hafta sonra olacaktı... ve bütün gününü çocuklarımla... aynı çatı altında geçirecekti. | Open Subtitles | و العرس كان بعد أسبوع تقريباً و كان سيعيش في نفس المنزل مع أطفالي طوال الوقت |
Sadece aynı çatı altında yaşıyoruz ancak bilmelisiniz ki kendim için istiyor olduğum bir şey yok. | Open Subtitles | لكننا نعيش في نفس المنزل لا أريد شيءً لنفسي |
Süper güçlüyle zihin kontrolü yapan kişi aynı evdeyiz, inanılmaz. | Open Subtitles | سوبر القوة والسيطرة على العقل في نفس المنزل. مدهش. |
- Hâlâ büyüdüğün evde mi yaşıyorlar? | Open Subtitles | ألا زالا يعيشان في نفس المنزل الذي ترعرعت فيه؟ |