Elbette biz onun gerçekten bunu kastetmediğini biliyoruz, fakat bu ülkede ve bu zamanda ne kadar dikkatli olsanız azdır. | TED | طبعا، نعرف بأنه لم يقصد ذلك حقا، ولكن في هذا الزمن وفي هذا البلد، يجب توخي الحذر. |
Çarpışmayı bu zamanda başarabilsek bile yine de şimdi ile devrim arasında yeterli vaktimiz olacak. | Open Subtitles | حتى لو تمكنا من إحداث تأثير في هذا الزمن لا زال هناك وقت كبير بيننا وبين الثورة كي نغير مجراها |
- Asıl soru şu bu zamanda bunu birisi yapabilir mi? | Open Subtitles | السؤال هو ، هل يمكن لشخص ما في هذا الزمن أن يفعل هذا ؟ |
Benimle kafa bulursan, seni bu zamanda öldürmekle kalmam... | Open Subtitles | لو عبثت معي الآن ، لن أقتلك فقط في هذا الزمن ، سأجعلها مهمتي أن أضمن |
Ama bu zamanda bir adam başarılarından böyle kolayca vazgeçemez. | Open Subtitles | لكن في هذا الزمن و العمر الرجل لا يترك ببساطة إنجازاته. |
bu zamanda sıkışıp kalmıştım. Kendi zamanıma dönemiyordum. | Open Subtitles | تقطعت بي السبل في هذا الزمن وغير قادر على العودة لوطني |
Ki bu imkansız, özellikle de bu zamanda. | Open Subtitles | وهذا مستحيل ، خاصة في هذا الزمن |
bu zamanda yaşamanın iyi yanlarından birisi de bu. | Open Subtitles | إنها أحد الإكراميات للعيش في هذا الزمن |
bu zamanda değil. | Open Subtitles | ليس في هذا الزمن |