Bana Bu işte en önemli şeyin ortağına güvenmek olduğunu öğrettin. | Open Subtitles | أنت علمتني بأن أهم شيء في هذه الوظيفة هو الوثوق بشريكك. |
Neyse ki Bu işte asla anlam veremeyeceğin şeyler var Ruzek. | Open Subtitles | هناك بعض الأشياء في هذه الوظيفة أتمنى أنك لا تفهمها أبدًا |
Pekala, bu mükemmel, Tru, çünkü Bu işte beni seviyorlar. | Open Subtitles | أترين ، هذا عظيم لأنهم يحبونني في هذه الوظيفة |
Sadece seni yenmek için mi Bu işi yaptığımı sanıyorsun, Peter? | Open Subtitles | هل تعتقد أنني في هذه الوظيفة للتغلب عليك فقط ، بيتر؟ |
Birkaç yıldır Bu işi yapan ve hala her hafta tonlarca çöp taşımanın sıkıntısına alışmaya çalışan insanlar tanıyorum. | TED | أعرف أشخاصا عملوا لسنوات في هذه الوظيفة لكن اجسامهم لا تزال تتاقلم إلى درجة تحمّل جسمك للاطنان من النفايات كل اسبوع. |
Sen Bu işte olsaydın son 30 yılda hiç faili meçhul suç kalmazdı. | Open Subtitles | فكر في كل الجرائم التي كان يمكن حلها طيلة الثلاثين عاما الماضية إذا كنت في هذه الوظيفة |
Hayatının geri kalanını Bu işte mi geçireceksin? | Open Subtitles | هل يمكنك العمل في هذه الوظيفة لبقية حياتك ؟ |
Bence Jordan'ın Bu işte iyi olduğunu göstermesi büyüteç altındayken mümkün olmayacak. | Open Subtitles | اظن لكي تتمكن جوردان من إثبات انها جيدة في هذه الوظيفة لن يحصل ذلك تحت مراقبة شديدة |
Bu işte 25 yılımı harcadım aslında üzüntü gibi kokan şeylerden kaçınmaya çalışırım. | Open Subtitles | لقد قضيت 25 عام في هذه الوظيفة أساساً أحاول تجنب أي أسى |
Bu işte 15 yıl kendini eskit sonra konuş. | Open Subtitles | انتظر حتى تقضي خمسة عشر عاماً من حياتك تكافح في هذه الوظيفة ستتكلم معي حينذاك |
Bu işte sıkıştım kaldım, hiç katil duygum kalmadı. | Open Subtitles | فلست بأفضل حال.. أنا سيئ في هذه الوظيفة. |
Bildiğiniz gibi Bu işte çalışan son kişi görev sırasında öldürüldü. | Open Subtitles | وكما تعلمون جميعكم، فآخر شخص عمل في هذه الوظيفة |
Bu işte bir ayım kaldı. Kalan zamanımı Mutantları mıhlamaya seve seve harcarım. | Open Subtitles | تبقى لديّ شهر واحد في هذه الوظيفة وأحب قضائه في تفتيت المسوخ. |
İnsanlar Bu işte sınırı kolayca aşabilir. | Open Subtitles | الناس يستطيعون ان يتجاوزوا الحدود بكل سهولة في هذه الوظيفة |
Bu işte hiç hava alma şansım olmuyor. | Open Subtitles | لم أرى أنني أحصل على راحة في هذه الوظيفة |
Bu işte gördüğünüz her şeyi görmemezlikten gelemezsiniz. | Open Subtitles | كل ما تروه في هذه الوظيفة لا يمكنكم ألاّ تروه |
Harika! Sanki Bu işte çoktan hapsolduğumu hissetmemişim gibi. | Open Subtitles | هذا رائع، وكأنّني لم أشعر بأنّني محتجزة في هذه الوظيفة. |
O gün bu gündür Bu işi yapıyorum. | Open Subtitles | و منذ ذلك الحين وأنا أعمل في هذه الوظيفة |
Hayır. Bu işi yapmaktan mutlu olacak birini arıyorum. | Open Subtitles | لا, أريد واحدة ستكون سعيدة في هذه الوظيفة |
O çölden Bu işi yapmaya can attığım için dönmedim. | Open Subtitles | أنا لم أعد من الصحراء لأموت ،وأنا أعمل في هذه الوظيفة وسأحرص أشد الحرص |
Keith, Bu işi 4 sene boyunca yaptım. | Open Subtitles | كيث , لقد عملت في هذه الوظيفة لمدة 4 سنوات |