Planları bu 26 çantadan birinin içine sakladım. | Open Subtitles | لقد أخفيت الخطط في واحدة من تلك الـ26 حقيبة |
Bu balonlardan birinin içine zehirli gaz doldurdum. | Open Subtitles | لقد وضعت غاز سام في واحدة من هذه البالونات |
Bunlardan birinde bir daha geri gelmeyecek bir şey kaybetmiştim. | Open Subtitles | فقدت شيئا في واحدة من هذه السيارات لن استرده أبدا |
Son zamanlarda ki konuşmalarımızın birisinde bir şeyler söyledi. | Open Subtitles | كان فقط شيئًا قالته في واحدة من آخر المرات التي تحدثنا فيها. |
O evlerden birinde yaşasaydı o da aynı şeyleri yapardı herhalde. | Open Subtitles | إذا كانت ستعيش في واحدة من تلك البيوت، لقيَاْسهم بمقياسِها الخاصِ كما أبوها وضعه. |
Ve kıtanın en büyük ülkelerinden biri olan Nijerya'da bunu yapmaya başladık. | TED | وهذا ما بدأنا القيام به في واحدة من أكبر الدول في القارة ، نيجيريا. |
Bu sayede ülkenin en seçkin kadın üniversitelerinden birine kabul edilmesini sağladı ve lisans diplomasını 36 yaşında alarak kendi çocuğuna da harika bir örnek oldu. | TED | وذلك هو الطريق الذي سمح لها بأن تُقبل في واحدة من أكثر الكليات نخبة للنساء في الدولة، وحصل على شهادة البكالوريوس في عامها ال36 واضعة مثالًا مذهل لولدها اليافع. |
Bu müthiş buz dinamiklerini inceliyorum, bunlar Dünya'nın en uzak fiziksel bölgelerinden birinde bulunuyor. | TED | قمت بدراسة هذه الديناميكيات المذهلة للجليد، والتي تقع في واحدة من أكثر البيئات الفيزيائية بعداً الباقية على كوكب الأرض |
Parçalardan birinin içine soktugun o sey badem mi? | Open Subtitles | أهذا لوز لتوك أدخلته في واحدة من القطع ؟ |
Dürüst olmak gerekirse, daha önce hiç bunlardan birinin içine girmedim, yada bir kilisenin falan. | Open Subtitles | لأخبرك الحقيقة، لم أكن هنا من قبل أبداً في واحدة من هذه أو كالكنيسة او أي شيء |
Dolaplardan birinin içine kıvrıldın. | Open Subtitles | مختبأة في واحدة من هذه الرفوف. |
Dünya'yı, bu halkalardan birinin içine koysaydınız yine de yüzbinlerce km'lik boş yer kalırdı. | Open Subtitles | يمكنك أن تمرر كوكب (الأرض) كله ..في واحدة من هذه الحلقات وسيزيد لديك عشرات آلاف الكيلومترات على الأجناب |
Bu yılın başında, en uzun süreli yürüttüğüm soruşturmaların birinde bir dizi baskın yapıldı. | TED | سابقاً هذا العام، سلسلة من المداهمات أخذت مكانا في واحدة من أطول تحقيقاتي |
Ve bir gece, o partilerden birinde bir kızla tanıştım. | Open Subtitles | ولذات ليلة، التقيت فتاة في واحدة من تلك الحفلات. |
Bu oyunların birinde, bir bilgisayara hile karıştırarak, zarın mümkün olmayan skorlara ulaşmasını sağladık. Bu oyunda 12’den fazla puan alamazsınız ve hal böyle iken, ne kadar zenginseniz, | TED | في واحدة من الألعاب: تلاعبنا فعلاً بكمبيوتر بحيث تخطي رمي النرد لنتيجة محددة كان مستحيلاً. لا تستطيع الحصول على أكثر من 12 في هذه اللعبة، ومع ذلك، كلما كنت أكثر ثراء |
Kısa süre önce, yazıcılarımızdan birisinde bir kusur bulduk. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}ليس منذ مدة طويلة، اكتشفنا عيباً في واحدة من طابعاتنا |
Gomez'in onu sınır dışına çıkarması için bu evlerden birinde bekleyecek. | Open Subtitles | وقال انه سيكون في واحدة من تلك المخابئ انتظار جوميز ليعبر به عبر الحدود. |
Birincisi, dünyanın en kozmopolitan şehirlerinden biri olan New York' ta Arab film yapımcılarının sesleri duyuluyor. | TED | أولا، لأنها تتيح لنا عرض السينمائيين العرب والأصوات في واحدة من أكثر المدن عالمية في العالم، مدينة نيويورك. |
Bu yüzden, sekizinci sınıf sonrası, Linet en iyi ulusal liselerden birine kabul edilince Momposhi gururla coşuyordu ve köyde dolaşıp herkese kızıyla ne kadar gurur duyduğunu ve onun ne kadar zeki olduğunu söylüyordu. | TED | لذا حين تم قبول لينيت في واحدة من أبرز المدارس الثانوية الوطنية بعد الصف الثامن، كان موموشي ممتلئًا بالفخر ودار في القرية يخبر الجميع كم هو فخور وكم أن ابنته ذكية. |
Tüm bunların sonucunda, Amerika’nın en kırsal bölgelerinden birinde, Chobani’nin işgücünün %30’u göçmenler ve mültecilerden oluşuyor. | TED | اليوم، في واحدة من المناطق الريفية في أمريكا، 30 في المائة من القوة العاملة في تشوباني هم مهاجرون ولاجئون. |